Dertlerime sırnaşsam sıyrılıp da kendimden

Desem tenine  yandığımdan dardır vakitler

İçim heveslerimi istihdam ediyorken

Savunma hatlarıma mevziler

Ve mayın tarlaları döşüyorum…

 

Arzularını soluklarından nakşediyorsun

İçimde  bir başka  ben

İçimde kaynayan her dem

İçimde filizlensin istediğim

Aşkına tiryaki tutkulu semazen

Yanıyoruz sen ve ben…

 

Ben dalları yapraklarından soyut

Kökleri Levh-i Mahfuz’a uzayan

Gövdem pare pare

Arzularından kara kara meyveler  veren

Merhem diye kanayan yaralarına sunan

Ardıç ağacıyım

Dalıma budarım yokluğunda kendimi…

 

Yaban sözcüklerim kadar yabancıyım

Belki de  en çok kendime 

Hasat  vermemiş toprağımdan tek buğday

Hasadı talan olmuş vakitlerime

Peşinen dağılmıştır aklımdaki aşiyan

Aklım ki aklıma oyunlar oynarken…

 

Şimdi;

Durduk yerde kendime yeminler peydahladım

Sözüm dönülmezin başlangıcı

Tanımadım seni

kendimi ve aşkı

biz kimdik..

Hayat  dediğinse benim için

ölüm kadar ani..

Neresinden  gitsek yolcuyduk

Ecelken kalbimin sızlayan yanı…

 

 

adem efiloğlu / bir garip ademoğlu

 

 

( Aşkına Tiryaki Tutkulu Semazen başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 22.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.