Kadının hası güle benzer
Rengiyle, kokusuyla, dikeniyle
Açın televizyonu, bir tane gül görüyor musunuz?
Kadının hası...
Kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaşlı ve sıcak olur.
Ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet.
Şımarıklığın da hakkını verir.
Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de.
Kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek.
Bu tebessümler sevgidir.
Yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreğinde.
Kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun.
Erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın.
Kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir...
İnsanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır.
Dırdır etmez.
Çok konuşup, baskı yapıp erkeği bezdirmez.
Yüz göz olmaz kadının hası.
Bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar.
Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da.
Ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez.
Gerçek bir kadın ezik durmaz
Kambur yürümez, dimdik durur.
Kendine saygısı, güveni vardır.
Erkeğine can yoldaşı olur, destek olur, onu dinlemeyi bilir.
Bazen utangaç olur, bazen ürkek
Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın..
Aptal olmaz gerçek bir kadın.
Bön bön bakmaz adamların suratına.
Hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur.
Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar.
Neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur
Kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında.
Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu.
Arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler
Olgunluğuyla şaşırtır erkeği.
Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine, yine
şaşırtır onu
Sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez.
Huzur verir varlığıyla
İçmesini de bilir kadının hası.
Bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı.
İçli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır.
Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın.
Kibirli olmaz
Kültürsüz olmaz.
Bomboş olmaz kafası.
Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır
Kişiliklidir.
Beceriklidir.
Tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, hizmetçi de olsa, boksör de olsa üzülür.
Gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındaki kızlara benzemez
.
Etini teşhir etmez.
Fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır.
Albenisi metrelerce öteden çarpar adamı.
Ne kadar örtüneceğini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir
Gerçek bir kadın Paris podyumlarında yürüyen, 17. yüzyılın vebalı
kadınları gibi mankenlere benzemez
Uzun saçları vardır kadının.
Yumuşak olur, güzel kokar
Kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir
Kadına yaraşmaz soğukluk.
Gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir; ama
öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz
Havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler.
Kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz.
Erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar.
Güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar.
Kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir; gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz
Has kadına naz da yakışır, kapris de.
Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun Ønazını erkek zevkle
çeker.
Gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur
Sahilde ki bilge