Hani şu insanoğlu var ya,  eşref-i mahlukat makamı ile esfel-i sâfilîn çukuru arasında gel git eğrileri  çizen mahluk. Kendi elleriyle  yaşadığı dünyayı çölleşrtirme projeleri geliştirir. Doğal dengeyi bozar.  Saatler bozuk düzen işlerken düzenli işler bekler.  Ne sıcağa eyvallah der ne soğuğa.  Ormanları yakar   yağmur bekler. Yağmur yağar  kel tepelerin toprağını  denizlere sürükler. Çarpık yapılaşma ile kentlerin canına okur. Yeşil alan yoktur.  Gölgelenmek için bir söğüt gölgesine hasret kalır.

                            
  Bir rivayete göre hırs, tamah  ve şöhret düşkünü Timur Anadolu ‘yu yakıp yıktığı Ankara savaşı öncesi fillerini ormanda saklamış. Bugün o ormanın esamisi okunmuyor. Göz  alabildiğine bozkır. Gecesi ayaz gündüzü yangın harmanı. Bir de betonlaşan kentin beton yığınlarının  kustuğu sıcaklık eklenince üstüne.  İnsana “Ankara  yanıyor mu ne?!” dedirtiyor. Oysa böyle bir coğrafyada çok katlı evlerin yerine,  önü bağlık bahçelik, kamelyalı tek katlı evler olmalıydı.
 

                            Nedense insan, yaptığı hatanın vebalini de bir türlü kabullenmez. Kentin adı Ankara, gecekondu ayrı bir yara. Hele başkentin göbeğinde ,  Ulusa beş, Kızılay’a on kilometre civarı bir uzaklıkta “Demetevler”adıyla maruf; hilkat geribesi  görünümünde beton yığınlarından oluşan yerleşim birimi. Bunun hesabını kim verecek. Devr-i saltanatlarında  böyle bir cinayete izin veren yöneticiler  bu cinyetlerini nasıl izah edebilir. Ve olanlardan hâlâ ders alınmamış ki( rant uğruna )   yıkılan gece kondu bölgelerine  yeni “Demetler” kurmaya devam ediliyor  ve ilgililerin kılı kıpırdamıyor. Sadece ilgililer mi . O gece kondu sahipleri de aynı suça ortak. Bir daire fazla alma sevdasına yeşil alan ,park ve benzeri yerlerin olmamasını umursamıyor bile. Bizim şikayetimiz sıcaklardan değil. Umursamazlıktan, bencilllikten.  Neme lazımcılıktan. Her  konuda birbirimize  benziyoruz, yöneten yönetilen.

 

                              Şimdi de soruyoruz birbirimize “Ankara yanıyor mu ne?!” oysa  Ankara,ezelden yanmış. Ankara,01.08.2010 İ.K
( Ankara Yanıyor Mu Ne?! başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 1.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu