Vurulmamıştın Sen Ey Yüreğim
Hüznümle astılar.
Darağacında sallanır,
buzdan çıplaklığına kapanan
mahrem bir bedende üşür;
kar lapaları altında,
gözlerime üflenen ışıkların tuhaf gülüşlerinde kırılırım.

Toz pembe bir baharla gelecekti Güneş, 
işgalinden kaçınılan,
mümbit topraklarda dört nala koşan bir kısrak gibi.

Hazırlıksız yakalanılan,
bir kış karanlığıdır kim bilir belki onun şimdiki yüzü,
gelincik tarlalarının kırmızılığında
kanattı bir sevdayı.
Pürüzlü, tomurcuk uçlarında biriken sütüyle,
geceye saçılan memelerinde,
salkım salkım durur o gül beyazı şimdi.

Ağlar ellerim,
ellerim cam kırıklarının kesiğidir karların
ve kanım içimde birdenbire donar.

Hiç böyle olmamıştı yüreğim
ve hiçbir zemheri
beni böyle vurmamıştı.

Ayaz bir gecede
gülümseyen kıyısında Ay'ın,
tutunan noktalarında bir avare kaldım.

Olmadı.
Bir çelmeyle,
bağ bozumuna bırakılan içinde bir aşkın,
darmadağın,
tepe taklak yuvarlanmaktayım.

Hiç böyle olmamıştı yüreğim
ve hiçbir zemheri beni böyle vurmamıştı.
Vurulmamıştın sen ey yüreğim!

Ali Arslan
( Vurulmamıştın Sen Ey Yüreğim başlıklı yazı Ali Arslan tarafından 12.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.