Soğuğa batırıp kaynar
korlara ucunu ortasını bulandırarak
Kurduk yeryüzü sofrasını yedik içtik değirmelerden
çıkan toplam hesabı toprak ödedi namına
Valizi bavulu açınca herkes çil yavrusu gibi kaçak
hayatların ganimetini kapışmaya
Göşterişten uzak
Doğal
Diri
Canlı
Sıcak
Arı gibi
Kelebeksi
Karınca misali
Çiçeksen eğer, insan güzelisin
Aşk gibi sevgili
İçten
Candan
Yanık
Yakın mı yakın
Üstelik hem tutkulu hem de Mütrvazi
Türünün devamını getirmekte çöl çorak ve çöplük
olmuş
Sanki ölüme sığınan hüzün çığlığı gibi tohuma
tomurcuğa toprağa
Büyük çarkın küçük dönüşlerinde
Güzelliğin kusursuz işleyişi gibi kendiliğinden..
İki
Üç
Hadi bilemedin dört buçuk beş olsun yeltenişteki
kıskıvrak figüran figür
İskandaki ikametgahına kendinden daha büyük dozer
sanat yapma kalkışımıyla
Vinçte sallanan çürükleri çok şehir harabesi gibi
insandan büyük dozer sanat
Her kulaçta varılmayan karlı dağdan ve karşı
kıyıdan uzaklaşan
Çaydan çörekten iştah keser gibi her seferinde bir
başka çıraya
Her seferinde bir başka yolculukla
İskancı kardelenlerini buz dolabında mesken mekan
edip solduran baharsızlığın
İklim şartları karsız kış
Mevsim melali Kan revan
Seyfi Karaca…. Şubat/24