Yoka
*
yaşamak
hiç ummadığın hediyeler almak gibidir 
hiç hak etmediğin sofralara buyur edilmeye benzer 
hiç beklemediğin bir tacı giyinmek gibidir 

bunu bilmişken
iltifatlara boğulmuş bir adam gibi 
hep mahcup bir yüzle yürüyor olman gerekmez mi 
bunu fark etmişken minnetini ifade etmek için 
telaşla koşturman beklenmez mi

yokluğun koynunda 
yokluğundan bile habersiz silinip gitmek üzereyken 
silinmeye bile gerek duymayan siliklik içindeyken
var edildin
sen yoktun 
varlığın yokluğuna tercih edildi

can verildi tenine
nefes verildi cesedine
bir insan yüzüyle süzüldün alemin eşiğinden içeriye
hayat sahibi kılındın
hayat sofrasına buyur edildin

bir sürprizle
varsın
hayattasın 
varlığın isimsiz bir taş kadar kalabilirdi
üzerine basılıp geçilebilirdi mesela
kalbin olmazdı 
kalbinin olmayışına ağlayacak bir gözlerin bile olmazdı

bir dağın adı konmamış bir yamacında 
yalnız yaşayan bir ağaç kadar olabilirdin 
hiç ummadığın halde insanlık üflendi çamuruna 
insan oldun diyelim
bir olan Rabbe kul olmanın sonsuz güveninden
her şeyin sahibine muhatap kılınmanın 
eşsiz ayrıcalığından yoksun olabilirdin

yanıp yakılmış bir ağacın kömürleşmiş dallarını 
köklerini bir arada tutmaya çalışması gibi
kaybettiklerini kaybettiğinin farkında olmayan 
yitirdiklerinin eksikliğini çekmeyen 
acı bir inançsızlığın ortasında kıvranıyor olabilirdin

yoksa
verilenlerin hakkın olduğunu düşünüp 
daha fazlası niye yok diye sızlanan 
geçimsiz bir nankör olmaya mı adaysın

yoksa, 
sana yapılan iltifatları az bulup 
daha, daha, daha.. diye bağıran 
asık suratlı
bir türlü memnun edilemeyen
hiçbir şeyi beğenmeyen açgözlü biri olmaya mı heveslisin

yoksa
varlık dairesine besmeleyle girmek istemez misin
Senin izninle buradayım 
ey Rahman
ey Rahim 
burası benim hiç hak etmediğim bir yer
izin ver de içeri gireyim demez misin

yoksa
hiç yokken var edilenin 
hiç yoktan  var Eden'e ilk sözün 
teşekkür olmalı değil mi 

ey Rabbim
beni hiç hesaplarımda yokken var eyledin
hiç ummadığım halde bana hayatı tattırdın
bir de bana insanlık lütfettin
Sana borcumu nasıl ödeyebilirim 
demez misin mesela

mesela
sen olamaz mısın 
o sonsuz minnettarlığı 
her an yüreğinde yaşatan 
o umulmadık iltifatlar karşısında 
sonsuz mahcubiyet duyan
en çok  hamt eden
en çok  şükreden
en çok dua eden


(İlyas Kaplan –redfer)
( Yoka başlıklı yazı redfer tarafından 24.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.