Kurumuş bir yaprak düşerken yere

Ta yürekten bana veda diliyor,

Binbir hatırayı saklayan dere

Sanki canlanıp da hayat soluyor.


Koşardık beraber soluk soluğa

İçmeye suyunu meşe oluğa,

Çıkmak için dağda sisli doruğa,

Dört mevsim başında karlar kalıyor.


Peşimizde, sarı çoban köpeği

Bazan kaptırırdın ona eteği

Senin için yerdim baba köteği

Sanırdım ki içim, bir hoş oluyor.


Haşa, değmemişti elim, eline?

Yetişmezdi cevap senin diline,

Takınca gonca gül saçın teline

Dedim " benim gönlüm herhal çalıyor."


Utanırdım, " bakam" derken yüzüne

Hemen de küsmüştün bir çift sözüme

Ama katlanırdım tatlı nazına

Derdim "benden böyle, öcün alıyor".


Islarken sularla pınar başında

İsmimiz yazıldı çeşme taşında

Donarken gözyaşı hilal kaşında

Sanırdım ki, sanki yürek deliyor.


Saklardım adını kutlu sır gibi

Bıraktım deryaya görünmez dibi

Demedim, esse de poyrazla, tipi

Dediler "ne gerek alem biliyor."


Aradan geçti de koskoca yıllar

Sevdamızı söyler gencecik diller

Çeker beni çınar altına güller

Hayalim o tatlı ana dalıyor.


Nuri Baş

( Ah O Çocukluğumuzdaki Sevdalar başlıklı yazı Şairi gureba tarafından 18.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.