makinist basınca marşa
ay ile beraber doğan tren, göründü tepeden
hareket haline nâzır

ne hacet anlatmaya, dağın birine, öylesine,
konuşlanan kanarya
hüzün çırptı kanatlarından,
istikâmet yukarı...

genleşme mesafesinden contaya,
atıp da kolunu çeker koca cüssesini makina
ilerler hengâmeden,
mağrur ve gâlip her adımı!
ve aradaki beyaz taşlar, ezilen.
onlar bize aittir,
o taşları toplamalı.

uzan tatlı kuşum mâhşer-i hengâmenin saydam kubbesine
uzan, uzan yalnız
gel geri
ne sen mahrum kal yaşadığından
ne de biz senden

işte adım adım gidiyoruz,
iyiye olduğunu umuyoruz,
sırtında kara trenin;
bir lahza hâz yalvarıyoruz 
seyahatimizden.

bakarken kare pencereden,
bir endişeyle seyrederdim o kuşu.
çabasından utanmamalı...
yaşasın diye yolda döktüğu her göz yaşı.

yalnız bizimkisi
inatla gidiyor ve gelmiyor geri
kayboluyor bizden, 
bizim görebildiğimizden.

artık ne ağlamalar söker de gösterir göğü bize yakından,
ne de kuşumuz girer menzilimize...
güzel olana ağıt.
güzel olan bizimdiyse...

seyre dalmaya yok lüzum bu dağları, 
çünki biliyorum nereye gidiyor kara demir
ve biliyorum nereye gidiyor dağlar.
( Güzel Olana Ağıt. başlıklı yazı Bartu Yalçın tarafından 6.01.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.