ceza evinin soğuk bir hücresinde
seni düşünüyorum
alabildiğine yoğun seninle dolu bir duyguyu
özlemle yaşıyorum
nasılda bir boşluk oluşuyor beynimde seni düşünmediğim zaman
zamanı bile şaşırıyorum
ısırgan otuna sürünmüşcesine yanıyor ruhum sensizliğin acısıyla
sanki haşlanıyorum
mapus duvarlarının yarattığı şu daracık dünyada seni düşünerek
duygu ve düşüncelerimde seninle dolu geniş dünyalar yarattıkça
senden dahada çok hoşlanıyorum
ne yapardım bilmiyorum seni düşünmeden günlerin geçeceği
bir zaman diliminde olsaydım eğer
umutlarım tek taraflı kurulan boş bir hayal belki ama sen yinede
unutulmadığını duygularımda düşüncelerimde ve tüm ruhumda
yaşadığını bil yeter
raks eder bütün kır çiçekleri senin için seninle dolu kurduğum o dünyada
bülbüller bile çok daha tatlı çok daha başka öter
tarihin gelmiş geçmiş tüm aşkları bile birleşse benim sana tek taraflı da olsa
bir anlamda boşlukta duran aşkım gibi olamaz öyle bir aşk ki bu bendeki aşk
bitmeyen bir yanardağ seliyle her saniye dolan bir baca gibi ebediyete tüter de tüter
en son noktası nere ki yaşam dediğimiz şu çilekeş dünyadaki dert dolu hayatın
özlemlerim hasretlerim ezilmiş şu ruhumda oldu birer yanık türküler
neye yarar ki sensiz olduktan sonra şu dünyadaki aldığım nefesler
öylesine perişanım ki sensizliğin acısıyla kıvranan şu ruhumla
dayanamaz oldu bu halime gül dallarında öten bülbüllerde ki bile yürekler
inanmazsın belki anlatsam bütün bunları sana olan hasret dolu özlem dolu sevgimi
olamaz böylesine bir sevgi der gülersin belkide yalan değil gerçeğin ta kendisi
gerçekler doludur bu sözümde anlamsız anlık bir sevgi değildir gelip geçici bir heveste
manasız anlamsız sana hasret sensiz geçen şu ömrüm geldiği zaman
yaşam yolunun son virajına
girmeden o karanlık garajına son dakikanın son saniyesinde görmek isterdim seni
alacağım en son nefeste
diyor kölecioğlu görmek isterim seni en son nefeste
seninle ilgili seninle dolu duyguları dolu dolu yaşadı her nefeste
olmadı senin için hiç bir zaman olmadı geçici bir heveste
Ahmet kölecioğlu 1986