Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir ülkede yaşayan iki sihirbaz varmış. Bu sihirbazlardan biri başarılı sihirler yapıp ününe ün katarken diğer sihirbaz şapkasını evirir çevirir ''Bunun neresinden ne çıkarabilirim?'' diye kara kara düşünürmüş. 

Gel zaman git zaman epeyi bir zaman, ünlü sihirbaz bir gün yine halkın coşkun iştiraki ile sahne aldığı yerde şapkasından tanklar
, uçaklar, gemiler, trenler çıkarırken halk yine avuçları patlayana kadar O'nu alkışlıyormuş. Tabi alkışlamasa da en çok ağzı açık seyredenlerden biri de diğer sihirbazmış ve halkın bu ilgisine dayanamayıp kendini birden sahneye atıvermiş.

Elinde şapkası
, halkın alkışlarının susmasını bekledikten sonra kendisine de fırsat verilmesini ve aynı alkışı hak ettiğini söylemiş. Elini şapkaya daldırdığı sırada içinden bir şişe su çıkmasın mı? Önce kendisi de şaşırmış ama sonra yolda gelirken bakkaldan aldığı suyu şapkasına koyduğunu hatırlamış. Eh, pek beklediği gibi olmasa da arka sıralardan bir iki alkış sesi de duymuş ve sevinmiş, hatta en çok alkışı alanın kendisi olduğuna bile inanmış.  

Tam o sırada ön taraflarda oturan bir çocuk "suuu!" diye avazı çıktığı kadar bağırıp ağlamaya başlamış. Sihirbaz dönüp kendini seyredenlere fırsat bu fırsat çocuğun halini gösterip bu sahnenin eksiklerinden dem vurmuş. Ön sıralarda oturan bir kaç kişi de  "çocuk ağlıyor  elindeki su şişesini versene be adam," diye bağırınca ikinci sihirbaz "Bana ne efendim, burası benim mi sahnem? Kimi alkışlıyorsanız o versin," diyerek çekip gitmiş.

Aslında güzel bir ders verdiğini ve ertesi gün kurmayı düşündüğü sahne için iyi bir başlangıç olacağını düşünmüş hatta eminmiş bile ve şapkasına koyduğu artık iki şişe su ile kendi sahnesinde oturup beklemeye başlamış. Öyle ya su için ağlayanlar varmış, başta o  çocuk olmak üzere elleri mahkummuş gelip de  alkışlamaya...

Beklemiş...Beklemiş...Beklemiş. Beklediği yerde dayanamayıp şapkasının içine koyduğu o iki şişe suyu da bitirivermiş. Artık o da biliyormuş ki bu sahnede iş yokmuş. Arada sırada ünlü sihirbazın sahnesine atlayıp sabote ederek dikkat çekmekten başka şansının olmadığını da anlamış.

Yine evirip çevirdiği şapkasına bakarken uzun yıllardır elinde olan şapkanın içinden şapkayı içten kemiren kurtlar dökülüvermiş, şapkadan bir şeyler çıkarabilmenin sevinci ile gözleri  parlayarak, sil baştan yarının hayallerini kurmaya başlamış. 
                       
Aslıhan Savaş
( Şapkadan Ne Çıkacak başlıklı yazı saklı bahçe tarafından 18.05.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.