demiş ki şâir "sen gitme sen gidersen, o sokak lambasını söndürürler. sen gidersen, ardından temmuzu da götürürler."
karanlık bir bilinmezlik seferinde ardında tebessüm izleri bırakarak dörtnala koşmuş düşünceler. ve ebruli düşlerin, yıldızlar gibi aydınlığının müjdesini sarıp sarmalamış zifir karanlık.
güneş sırtını dönmüş beyaza kaybolup yitmiş ümitler, kar altında kalmış kaplumbağa kabuğu üzerine yazılan harfler.
bir tükenmişlik ki damarları kurumuş yaşayan her bir nebatın, her bir eşyanın nabzı soğuk teneşir kokusunda. bir mezar durgunluğunda boylu boyuna bir söğüt zaman, dünde kalan anılar fezaya uzayan bir çığlık tadında.
işte tam o anda, çiçeklerin eğik başlarından öpmüş güneş gülümsemiş ümitler. sevgili,
bir buse kondurmuş yarin,
yar huzurunda eğdiği boynuna. bir yolcu misali
geçip gitmiş zaman raylarından hüzün. sahili olmayan denizi sezme derinliğinden sıyrılıp sırf gözlerindeki gülüşü öpmek için o sokak lambası durağında
( Bir Mezar Durgunluğu başlıklı yazı Zeynn tarafından 14.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.