Selocan Şiirine Yorumum

 

Genç delikanlı olan sitemize yeni gelen Selocan mahlaslı kardeşimiz yazdığı bir şiirden dolayı bugün aniden başına düşen bir taşla silkelenerek uyanmıştır. Ne olduğunu anlayamadan sitemizin emektarı köşe taşı olan Adaşım, Mehmet Fikret evde stresten hasta haliyle otururken Yengemiz Nevin Hanımefendiye her gün gül verirken  bugün almayı unutmasının fırçasını yedikten sonra ”dur şu stresimi birisine çatayım da gidereyim ”diyerek sitemizde gezinirken Selocan kardeşimizin yazdığı bir  şiiri kendisine yazmış gibi algılayarak(ihtiyarlık olacak bu kadar) işte aradığımı buldum “evraka, evraka- diyerek kalemine sarılmıştır. Kendi deyimi ile buna sataşma sayarak başlamıştır yazmaya. Yazması muhteşemdir kızması sataşması okşayıcı haliyle bir serinliktir taze bahar havasıdır. Zaten aşk diyarında bir gezen âşık olarak sazı eline almıştır. Önce içinden

 

Dinmez içimdeki bu sataşma aşkı ben neyleyim

Şu garibe bir sataşayım az huzuru teneffüs edeyim

Kimse bana kafa tutamaz bunu da azıcık söyleyeyim

Selamet kapısını açtım haydi selamete erelim

 

Genç şair arkadaşımız Sevgili Selocan dün yazdığı şiirde bilmeyerek

sanki beni anlatmıştı :) Şiir aynen şöyle; "Mehmet, bir yiğit oğlan

Esmer, Urfalı

Yürekten sevdalı

 

Mehmet, bir deli oğlan

Karakaşlı,

Keskin bakışlı.

Sevdası günden yeni,

Ömürden yaşlı."

 

Eh bilirsiniz ben bunu sataşma sayarım hemen cevabını verdim tabi  :)

Doktor Mehmet Fikret adaşıma karışmayın kendi haline bırakın diye ameliyattan sonra bizlere nasihat ettikten sonra bizde bir şey söylemeden söylediği ile devam edelim.

 

Urfalıyı tanımadan bilerek,

Kara demiş kaşlarıma Selocan.

Şu gençliğin etkisinde kalarak,

Fazla demiş yaşlarıma Selocan.

 

Selocan kardeşim şiirinde Mehmet diye birisine yazmışken Beyaz saçlarına kaşlarına kara demiş, ihtiyar olan adaşıma haliyle ihtiyar demiş buna hiddetlenen adaşım başladı sazın tellerine dokunmaya, buyurun dinleyelim.

 

Oğlan demiş bu yaşımda bak hele,

De git evlat haydi işin rast gele,

Saçlarını yolayım da dön kele,

Karışılmaz işlerime Selocan.

 

Adaşım Mehmet Fikret hiddetle bu yaşıma ihtiyar demiş ya ne diyecekti genç mi nereden belli dışın ihtiyar için genç olabilir adaşım, bende ihtiyarım senin gibi hem de keliz biz seninle biz, kâmil yaşta sevmene bir şey diyen yok adaşım seviniyoruz aşkınıza bayılıyoruz Nevin yengeyle senin… Döşüne aşkı yazdığını biliyoruz adaşım, az hiddetlenme yeni çıktın ameliyattan aman ha. Buyurun diğerlerini siz okuyun ben kısaca geçeyim ve sonuca doğru odaklanırken baştan başlayayım.

 

Yasakları savdı isek ne olmuş?

Kamil yaşta sevdi isek ne olmuş?

Sevdamızı övdü isek ne olmuş?

Aşık yazdım döşlerime Selocan.

 

İthaf etmiş sanki bana şiiri,

Alnımızda yazmıyor ki şiarı,

Nerden bilsin atışmacı  şairi,

Hedef olmuş taşlarıma Selocan.

 

Karayım ya, esmer demiş gülerek,

Üzerime acemice gelerek,

Pes edecek abondone olarak,

Alışmamış tuşlarıma Selocan.

 

Kul Fikret'im aldım sazı elime,

Kurtuluş yok doladıysam dilime,

Söylediği yalnız bir kaç kelime,

Kan doğramış aşlarıma Selocan.

 

 

Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)

10 Aralık 2022 Saat 21.05

Güzelçamlı/Kuşadası

 

Şiirdeki Ahenk

Şiirdeki ahenk duygu ve düşüncesini çekinmeden anlatan, o babayiğit edasıyla ortaya taşı ben korum kimse benim kaldırdığım taşı kaldıramaz, edasıyla AĞIRLIĞIYLA şiirine ahenk katmıştır. Ritmine saygı göstererek kendine özgü diliyle söyleyiş tekniği vurgusu ile estetik söz sanatıyla ortaya koymuştur. Bütünü ile şiire renk katan bu ahenklerle her zaman okunası şiirleriyle renk katmaya devam etmiştir.

 

Şiirin Yapısı

Şiirin yapısına gelince yapıcı bakış açısının tam tersine değil de perspektif açıdan bakarak uzaktan bakış açısına bakan bakışıyla, gözüne gözlüğünü takmadan uzağı bulanık gören haliyle gözlüksüz yapısı ile inşa edilmiştir.

Yazım Birimi

Yazım birimi posta koymak birimiyle yazılsa da “bana bakın ulen buranın dayısı benim” dercesine bir birimin ölçüm şekline uyularak ders veren açısıyla yazılmıştır.

 

Birbirine bağlı dizelerin uyumu tek kelimeyle imgelerle simgelerle güllerle bezenerek yazılmıştır. Bazen Fuzuliden yazan bazen Mevlana’dan yazan adaşım bugün onları es geçerek Battal Gazinin moduna girerek yazmıştır. Biz onun her modunu severiz. Sanki koşma şiiri gibi koşarak yazmış adaşım nefes nefese kalmış haliyle adaşım az yavaş yol al kendine dikkat et diyerek selamlıyorum.

Vurgu

Şiirde sözün etkisini, ahengini artırmak amacıyla bazı sözcük hece ya da ifadeleri daha baskılı ve belirgin okumaya vurgu denir.

 

Kul Fikret'im aldım sazı elime,

Kurtuluş yok doladıysam dilime,

Söylediği yalnız bir kaç kelime,

Kan doğramış aşlarıma Selocan.

Yaklarsam saçlarını yolarım basarım tokadı diyerek baskılı ağır vurgusu ile vurgulamıştır adaşım.

Tonlama

 

Vurgusu ile tonlamasını zaten ortaya çıkarmıştır.

Aliterasyon:

Bir dize veya beyitte, ahenk oluşturacak biçimde, aynı ünsüzün tekrarlanmasına aliterasyon denir yani Şiir ya da düzyazıda bir uyum yaratmak amacıyla, aynı sesin veya hecenin tekrarlanmasına aliterasyon denir. Aradım bu konuda bir mısra bulamadım. Ben ekleyeyim.

Kurtuluş yok doladıysam  , yok benden kurtuluş aman düşme elime

 

Asonans:

Şiirde ahengi sağlamak için aynı ünlü seslerin tekrarlanmasına asonans denir.

İthaf etmiş sanki bana şiiri,

Burada ünlüler birbirini takip etmese de üç tekrarın olmamasına rağmen ben ekleyeyim de olsun.

Şiir dediğin bana böyle yazılmaz şiirine koşar fikir yazarım.

 

Kafiye Uyak

KAFİYE/UYAK I-) Yarım Uyak: Sözcük ve eklerin son hecelerinde tek ses benzerliğine dayanan uyaktır.

Elime

Kelime

Dilime

 

Tam Uyak: İki ses benzerliğine dayanan uyak çeşididir.

Gü-lerek

Ge-lerek

 

Zengin Uyak: Üç ya da daha çok ses benzerliğine dayanan uyak türüdür.

Gü-le-rek

Ge-le-rek

El-i-me

Dil-i-me

Örgü Şeması

Yasakları savdı isek ne olmuş?        a

Kamil yaşta sevdi isek ne olmuş?    a

Sevdamızı övdü isek ne olmuş?       a

Âşık yazdım döşlerime Selocan.      b

 

 

İthaf etmiş sanki bana şiiri,               c

Alnımızda yazmıyor ki şiarı,              c

Nerden bilsin atışmacı  şairi,            c

Hedef olmuş taşlarıma Selocan.      B

 

Şiir didaktik tarda yazılmıştır.

Didaktik Şiir: Bir düşünceyi aktarmak veya belli bir konuda öğüt, bilgi, ders vermek amacıyla öğretici nitelikte yazılan şiir türüdür.

Benzeyen ve benzetilen burada açık iken açık benzetme ile kapalı olan benzetme kutusu açılarak kapalı benzetme açık benzetme ile benzetilmiştir,  kinaye tarzına uygun olarak zengin içeriklerle döşenerek ring sahası yumuşatılarak yere düşen için yumuşak bir zemin hazırlamıştır adaşım, sürçü lisan ettim ise af ola, adaşıma teşekkürler ederim Selocan kardeşime kolaylıklar dilerim.

Mehmet Aluç

 


( Selocan Şiirine Yorumum başlıklı yazı kul mehmet tarafından 12.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.