Arkadya Günlükleri21.09.13 Cumartesi


Dün akraba ziyareti vardı. Toplantı demek lazım buna. Akraba toplantısı. Bunu birkaç yıldır yapıyoruz. Kardeşler toplanıyor. Bunu ben teklif ettim. Sevabının benim haneme yazılmasını umuyorum. Birkaç kez vazgeçmek, sona erdirmek isteyen oldu. Mani olduk. Daha sonra onlar da böyle bir niyetleri olduğunu ve bunu açıkça deklare ettiklerini unuttular.

Yıllar önce amcalarımız yapıyordu bunu. Sanırım abimin fikriydi bu. Abim cemiyetçi bir adam. Çok ilginç bir tip. Ömrünü sosyal hayata adamış. Evden çıktığında bir daha geri dönemiyor. O dernek senin, bu cemiyet benim, o etkinlik senin, bu etkinlik benim.

Neyse konumuz o değil. Onu müstakil bir yazıda anlatmayı düşünüyorum. Hatta bu bir hikâye olacak, kafamda kurguladım yazmaya da başladım. Annem, dedem, babam, amcalarım ,dayılarım, teyzelerim, halalarım. Kısaca ailemin hikâyelerinden oluşacak bir roman. Eninde sonunda bunu başaracağım. Allah izin ederse diyorum. Ama kararlıyım.

Günlüklerim, şiirlerim, aktüalite yazılarım ve en son hikâyelerim. Buna kitap tanıtımı, yazar tanıtımı ve eleştirilerimi de ekleyebilirim. Çocuk masalları bir zamanlar denediğim türdü. Bakalım bir daha ona dönebilir miyim? Zor. Şimdi elimde bir Tarihi destan var. Onu tamamlarsam başka projelere geçebilirim. Neyse. Şimdilerde günlük tahlil yazılarından başka bir şey yazamıyorum. Onlara deneme adını veriyorum ama değil ,biliyorum.

Çok renkli bir okula geçtim. Fen lisesinden sonra burası bakalım bende nasıl bir etki bırakacak. Bu yıl son yılımı çalışıyorum sanırım. Emekli olup özgür yaşantının tadını çıkarmayı düşünüyorum. Projelerim var, onları gerçekleştireceğim. Gerek yazım, gerek yaşam gerekse eğitim projeleri bunlar.

Yazım alanında eserlerimi basmak, yaşam alanında daha hür bir ortam, bahçe işleri ve hayvanlarla çevrili doğal bir hayat. İdeal olarak bir sosyal hayat, dernek ve giderek vakfa dönüşecek anaokulu projesi. Bengisu sanat düşünce aksiyon ve hikmet evi çalışmaları. Gençleri sanat yöneltecek bir proje.

İçinde sanat ve spor etkinliklerinin, düşünce çalışmalarının, okuma faaliyetlerinin yapıldığı bir cemiyet çalışması. Bir sosyal proje. Bu projenin finansmanı Avrupa birliği fonlarından karşılanabilir mi bilmiyorum. Yoksa durgun hayır kaynaklarını harekete geçirmek mi olur, şimdilik bir fikrim yok. Kamplar yapılabilir, okuma evleri, bilgisayar kafeleri, sanat grupları, ebru ve hat eğitimleri, seminer ve konferanslar, burslar ve yurt çalışmaları. Gençliği çocukluktan başlayarak kapsayacak bir proje. Sosyal hayatı tamamen kuşatacak bir proje. Genç kızları, evlenecek delikanlıları, dul kadınları, yaşlıları kuşatacak dev bir proje.

Bu proje öyle büyük olmalı ki ses getirsin ve toplumun yarasına merhem olsun. Diyeceksiniz yapabilir misin? Yapamazsam da bu yolda ölürüm ya. Hacca giden karınca misali. Ya da Nemrut ateşine su taşıyan karınca örneği. Bu bana yeter. Bir dava uğruna yaşamak ve ölmek. Hayatın ve ölümün en seçkini budur bence. Yoksa küçük hesapların peşinde bir ömürden ne çıkar.

Evimin inşaatını ve bahçemi bu amaçla düzenlemek projemin somut ilk adımı. Bir dernek kurmak ve bu çerçevede adım adım ilerlemek. Bir yandan yazmak, bir yandan yaşamak. Bu amaçla çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.

Büyük davaları küçük hesaplara kurban edenlere karşın küçük hesaplardan kaçıp büyük davaya koşullanmak gerekli artık.


21*09*13 (Cumartesi)


Dün akraba ziyareti vardı. Toplantı demek lazım buna. Akraba toplantısı. Bunu birkaç yıldır yapıyoruz. Kardeşler toplanıyor. Bunu ben teklif ettim. Sevabının benim haneme yazılmasını umuyorum. Birkaç kez vazgeçmek, sona erdirmek isteyen oldu. Mani olduk. Daha sonra onlar da böyle bir niyetleri olduğunu ve bunu açıkça deklare ettiklerini unuttular.
Yıllar önce amcalarımız yapıyordu bunu. Sanırım abimin fikriydi bu. Abim cemiyetçi bir adam. Çok ilginç bir tip. Ömrünü sosyal hayata adamış. Evden çıktığında bir daha geri dönemiyor. O dernek senin bu cemiyet benim, o etkinlik senin bu etkinlik benim. Neyse konumuz o değil. Onu müstakil bir yazıda anlatmayı düşünüyorum. Hatta bu bir hikâye olacak kafamda kurguladım yazmaya da başladım. Annem dedem babam amcalarım dayılarım teyzelerim halalarım. Kısaca ailemin hikâyelerinden oluşacak bir roman. Eninde sonunda bunu başaracağım. Allah izin ederse diyorum. Ama kararlıyım.
Günlüklerim, şiirlerim, aktüalite yazılarım ve en son hikâyelerim. Buna kitap tanıtımı yazar tanıtımı ve eleştirilerimi de ekleyebilirim. Çocuk masalları bir zamanlar denediğim türdü. Bakalım bir daha ona dönebilir miyim? Zor. Şimdi elimde bir Tarihi destan var. Onu tamamlarsam başka projelere geçebilirim.
Neyse. Şimdilerde günlük tahlil yazılarından başka bir şey yazamıyorum. Onlara deneme adını veriyorum ama değil biliyorum.
Çok renkli bir okula geçtim. Fen lisesinden sonra burası bakalım bende nasıl bir etki bırakacak. Bu yıl son yılımı çalışıyorum sanırım. Emekli olup özgür yaşantının tadını çıkarmayı düşünüyorum. Projelerim var onları gerçekleştireceğim. Gerek yazım gerek yaşam gerekse eğitim projeleri bunlar.
Yazım alanında eserlerimi basmak, yaşam alanında daha hür bir ortam, bahçe işleri ve hayvanlarla çevrili doğal bir hayat. İdeal olarak bir sosyal hayat dernek ve giderek vakfa dönüşecek anaokulu projesi. Bengisu sanat düşünce aksiyon ve hikmet evi çalışmaları. Gençleri sanat yöneltecek bir proje.
İçinde sanat ve spor etkinliklerinin, düşünce çalışmalarının, okuma faaliyetlerinin yapıldığı bir cemiyet çalışması. Bir sosyal proje. Bu projenin finansmanı Avrupa birliği fonlarından karşılanabilir mi bilmiyorum. Yoksa durgun hayır kaynaklarını harekete geçirmek mi olur şimdilik bir fikrim yok. Kamplar yapılabilir, okuma evleri, bilgisayar kafeleri, sanat grupları, ebru ve hat eğitimleri, seminer ve konferanslar, burslar ve yurt çalışmaları. Gençliği çocukluktan başlayarak kapsayacak bir proje. Sosyal hayatı tamamen kuşatacak bir proje. Genç kızları, evlenecek delikanlıları, dul kadınları, yaşlıları kuşatacak dev bir proje.
Bu proje öyle büyük olmalı ki ses getirsin ve toplumun yarasına merhem olsun. Diyeceksiniz yapabilir misin? Yapamazsam da bu yolda ölürüm ya. Hacca giden karınca misali. Ya da Nemrut ateşine su taşıyan karınca örneği. Bu bana yeter. Bir dava uğruna yaşamak ve ölmek. Hayatın ve ölümün en seçkini budur bence. Yoksa küçük hesapların peşinde bir ömürden ne çıkar.
Evimin inşaatını ve bahçemi bu amaçla düzenlemek projemin somut ilk adımı. Bir dernek kurmak ve bu çerçevede adım adım ilerlemek. Bir yandan yazmak, bir yandan yaşamak. Bu amaçla çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.
Büyük davaları küçük hesaplara kurban edenlere karşın küçük hesaplarda kaçıp büyük davaya koşullanmak gerekli artık.

Ahmet Kemal
( Arkadya Günlükleri21.09.13 Cumartesi başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 20.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.