Arkadya Günlükleri 07.04.13
Arkadya Günlükleri 07.04.13
Bugün Pazar. Kızıma söz keseceğiz. Akşam zor uyudum. Meğer açmışım. Akşam
yemeğini geçiştireyim demiştim; biraz peynirle zeytin yemiştim, bir de taze
pırasa. Hatun "yarın ağzın kokacak "dedi. Yarın akşama tam bir gün var.
Hatun fazla titiz yine. Her tarafı tertemiz etmek peşinde. Pastalar hazırlıyor,
istenmiyor diye asabileşiyor. Anneme gitmedim. Oysa gitmem lazımdı. Kolu
kırılmış. Ne vefasız evladız biz. Düşünemiyorum kafam karışık.
Emekliliğim geldi. Tam 25 yıl. Kararsızım. İnşaatı bitirmem için paraya
ihtiyacım var. Danışıyorum insanlara; kim olumlu bakıyor, kimi olumsuz. Ömür
bitti neredeyse. Yaş altmışa merdiven dayadı.
‘Bu dünya için yeterince çalıştım' diyorum ‘ biraz da öteki dünya için çalışmak
lazım. 'Bırakmıyorlar. ‘Çocuklar küçük’ diyorlar. "Daha okuyorlar. Masrafları
var. Okul bitirecekler evlenecekler. "Ohoo oh.
Oysa emekli olduktan sonra da ne işler yapanlar var. Bakalım görelim. Zaten bu
okula geldiğimizden beri norm fazlasıyız. Bayram abi "Gazi’ye tayinin çıkıyor"
diyor. Demek gerçek. Milli eğitim müdür yardımcısı söylemişti de blöf
zannetmiştim. "Hele "dedim "bir olsun da, ben de mahkemeye vereyim onları. Tazminat
alırım. Borçlarımı öderim." Kendisi tüyo vermişti.
Bekir geldi. Yıllar süren Denizli macerasından sonra. İş arıyormuş. Ticaret bir
beden büyük mü geldi acaba? Orta öğrenimden sıra arkadaşım İlahiyat ’ta beraberdik İstanbul Edebiyat ‘a
geçişine ben vesile oldum. Sonra Sümerbank’ a girişi, oradan Denizli bayiini
satın alış vs. Koca bir ömür.
Dün polis günüydü. Yolu kapatmışlar, hatta yolları. Trafik bir çile. Arabadan
indim garda. Kente yürüyerek gittim, indiğim araba bana yetişemedi. Bunca
eziyete ne gerek var, anlayamadım. Birileri bayram yaparken, birileri azap mı
çekmeli bu memlekette.
Akşam hatunla konuştum;" yanlış mı yapıyoruz diye. Yanlış bir karar mı veriyoruz?
Araştırmama izin vermediniz, zaman tanımadınız bana. Oldubitti ye getirdiniz.
Ben ne oldu ne bitti anlayamadım. "
‘Sen sebep oldun’ diyor Hatun. ’Evde kaldın’ dedin kıza. Sümeyye de söyledi
aynı şeyi, Aslı da… "
Ben şaka yaptım ‘ diyorum ‘Bu kadar etkileyeceğini nereden bilebilirdim’.
Fatma etken oldu bunda. Çok iyi, saygılı, efendi bir çocuk. Evden işe işten eve
gider. Kahvehane alışkanlığı yok. Sigara dışında bir kötü alışkanlığı
bilinmiyor. İnsanlıklı. Rabia da "bir görüşürüz sallar giderim" demişti ilk buluşma
öncesi. Ama öyle olmadı. Çocuk kendisini kabul ettirdi. Konuşması ile özverili
anlayışıyla. ‘Önemsiyor beni ‘diyor Kızım ‘ilgileniyor benimle’. Babası saygın bir adam. Eşine karşı çok anlayışlı. Eğer ona çekerse
mükemmel.
İşletme fakültesi 2 den ayrılmış sonra doğalgaz sistemleri ile ilgili 2 yıllık
bir yüksek okul bitirmiş. Babasının mesleği ile ilgili olduğu için herhalde. Şimdi pazarcılık yapıyorlar.
Oğlan iş arıyor. Askere gitmemiş yaşının doldurup bedelli yapmak istiyor. "Askere
gidince istersen babanın evinde kalırsın istersen" diyor. Hadi hayırlısı…
"Baba çabuk kabullendin" diyor kızım. "Kabullenmeyecek ne var?" diyorum. "Sen
istedikten sonra. Ben araştıralım, gerekli istişareleri yapalım, istihare
sonuçlarını görelim ,dedim, ama bırakmadınız. Bir hafta onlar geldi, ertesi hafta
emrivaki ile bizi götürdünüz, sonra tekrar onlar geldiler. Hadi şimdi de söz.
Sonra nişan diyeceksiniz, sonra hadi düğün; oldu-bitti evlendi-gitti diyeceğiz. Bu
bana biraz ters geliyor; benim on tane kızım yok, isterdim ki biraz düşünelim,
taşınalım, çocuğu tanıyalım; nedir ,ne değildir, bağımsız kaynaklardan öğrenelim.
Olmadı. ‘Kızı geriyorsun’ dedi Hatun bana ‘strese giriyor, belirsizlik onu
strese sokuyor." İyi "dedim "benden günah gitti". Dayısı da öyle yapmıştı. Şimdiki
karısını kaçırmak için benden külliyetli miktar para istemişti, benim gibi kıt
kanaat geçinen bir memurdan. Ben de "niye kaçırıyorsun ,evlenmek varken" demiştim,"
hem o kadar para bende ne arar"."Babam onaylamıyor evliliğimizi " demişti. "Babanın
onaylamadığı bir evliliğe ben nasıl yardımcı olabilirim" deyince kızmış ,annemin
evinde çıngar çıkarmış, bağıra çağıra kalkıp gitmişti canına kastettiğimiz
havası vererek. Sonra da yıllar geçince iki kez ayrılık yaşadılar. Beni sorumlu
tuttu. "Niye mani olmadın enişte" dedi; ben de o enstantaneyi hatırlattım. "Ben
cahildim" dedi." Ben ne yapacaktım?" dedim "senin gibi zeballah adama. Ne gücüm ne
yeter ne kuvvetim. ne de sen laftan anlar bir haldeydin.
.
Ahmet Kemal
(
Arkadya Günlükleri 07.04.13 başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
9.10.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.