HANİ

Yok mu Yâ Râbb nevbahardan hiç umut
Kış ayından çok usandım, yaz hani?
Nârı nûr et, bir ışık yak az avut
İkramından hüzne kandım; haz hani?

Dert musîbet, ömrü külfet âcize
Gamlı gülzâr, neş'e dermek mûcize
Ardı gelmez sarp yamaçlar zor dize
Dik yokuşlar bitti sandım; düz hani?

Pâyitahtım yerle yeksân, taç kırık
Saymadım hiç, kaç yaram var, kaç kırık
Onca kârım bir amansız hıçkırık
Sırra vâkıf, zevke mâtuf söz hani?

Vakt-i vuslat, kaçtı fırsat, dar zaman
Şer tuzaklar nefsi yoklar, pek yaman
Belki bin kez tövbe ettim, el aman...
Ben kulundan balsa matlûb; öz hani?

Azdı derdim, az dokunsan kan akar
Izdıraptan bezdi bahtım, yan bakar
Dosta vardım, dilde feryâd, can yakar
Süzdü zâhid, sordu saf saf; köz hani?

Tövbesinden bahtiyarken müstecap
Her cenahtan çok günahtan doldu kap
Dâvetin var, tek kapımsın, zor icâp
Derde dermân istemek çün yüz hani?

Tesbihimden zikri saldım "Hayy" diye
Yaş akıttım gizli-zâhir duy diye
Yağmurundan damla düşmez pay diye
Gözlerim kör, Rahmetinden iz hani?

Fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilün

Mecit AKTÜRK

Arzu eden dostlar "Google" ya da "You Tube"dan "Mecit Aktürk Video" yazarak Erbil Edil Kardeşimin yorumuyla sesli olarak dinleyebilir.

Selam ve saygılar...
( Hani başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 24.06.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.