SALİH DEDEM
NAM-I DİĞER HAFIZ SALİH HULUSİ EFENDİ
Ailem ve Ben
1911 doğumlu. Ailenin en büyük oğlu. Babadan yetim kalmış. Annesinin Hafızlık
yapmak için ayırdığı tek evladı. Dört erkek bir kız kardeşler. Önceleri çeşitli
yerlerde imamlık yapmış. Ramazan imamlığı için Gürcistan’a bile at sırtında
gittiği söylenir.
Annesi, kardeşleriyle beraber bir vapur yolculuğuyla İzmit’e göç ederler.
Yeterli paraları bulunmadığı için kardeşlerini kilim ve yorganlara sararak
getirirler. Önce Kocaeli’ye bağlı Döngel köyüne yerleşirler. Bir ara
Balıkesir’e İmamlık yapmaya gider. Orada ikinci evlilik yapıp bir kız çocuğuna
sahip olduğu söylenir. Kumayı birinci kabul ettiremeyince boşar ve unutur
onları. Ara sıra bahsi edilirse de o pek katılmaz. Bu olay bir şehir efsanesine
dönüşür.
İlk evliliğini kız kaçırma şeklinde yapmıştır. Kızın babaannesi uykuda sırtına
vermiştir onu. Emine ninem zengin bir adamın kızıdır. Ağa kızı. Nineme ondan
büyük miras kalır. Babaanne ilim adamlarını sevmektedir. Kız babasının onu bu
fakir gence vermeyeceğini düşünerek bu yola başvurmuştur.
Dedem daha sonra Döngel Camiinde imamlık yapar. Orada bir ahşap ev yaparlar,
bir yandan çiftçilik yaparlar. Annem o günleri şöyle anlatır. Beni ahıra,
tarlaya göndermekten mutfağa hiç sokmadılar ki yemek yapmasını öğreneyim.
Hasılı geçimleri bu yöndeydi.
Hafızdı ama derin bir ilim sahibi değildi. Hiç bir zaman da olmadı. Kardeşi
ahırdaki hayvanlara çobanlık yapıyordu. Ama kaçarak ilim öğrenmeye gitti, hem
hafız, hem alim oldu. Sonra kente inerek imamete başladı. İkinci oğlunu onun
yanına göndererek hafız olmasını sağladı. Kardeşi müftülük sınavlarına girip
atanınca onun yerine imamete başladı.
Camiden eve, evden camiye bir hayatı oldu. Cemaatle ihtilat etmez, vakit
aralarında o köy senin bu mahalle benim gezerdi. Cenaze ve düğünleri ihmal
etmez, gizlice fakirleri gözetirdi.
Hanımının lezzetli yemeklerinden başka yemek yediği, her hangi bir lokantaya
girdiği görülmez. Düğün yemekleri hariç.
Sabah erken kalkar, hatta gecenin ikinci yarısı uyanır, tehheccüt kılar, sabah
namazına giderdi. Camiye erken gelen cemaate o günkü cüzünü okur, namazı
kıldırır, herkes kahveye giderken o evine dönerdi. Eve gider gitmez sekesinde
hafif bir uyuklar - buna kuş uykusu denebilir ancak- sonra çakısıyla bir küçük
elma soyarak yer, misafiri varsa ona da verir. Sonra kahvaltısını yapar, kitaplarından
biraz okur sanırım ama ben onu okurken hiç görmedi. Ondan ziyade ninemi elinde
Muhammediye okurken görürdüm. Sonra o meşhur gezilerine çıkar. Hanımı evdedir
hep onu bekler. Yemeğini verir, çamaşırını yıkar. Onunla konuşur, ibadet eder.
Kimseye güvenmez, damatlarının evine bile yılda bir gider. Nerede nasıl vakit
geçirir bilinmez. Evliyalara saygısı vardır. Kıraati pek iyi değildir ama
hafızlığına diyecek yoktur. Güzele bakmak sevaptır der ama karısı pek güzel
değildir. O da bunun farkındadır. Bazı çocukları güzelliğini ondan alır.
asabidir herkes ondan çekinir, otoriterdir. Çocuklarını dayakla büyüttüğü
söylenir. Karısı ölünce ard arda iki kez evlenmiştir. Son evlendiği kadın kızı
yaşındadır.
Beslenme yetersizliğinden vereme yakalanmış tedavi olmuştur. Yemeğe fazla önem
vermez. en son aynı hastalıktan vefat etmiştir. Hacca gitmiştir ama çok fazla
değil. Son karısı için bayağı para biriktirdiği söylenir. Karısından kalan
yerleri satarak çocuklarına bölüştürmüş, kendi yerlerini erkek evlatlarına
vermiştir. Küçük oğluyla kendisine baktığı söylenen kızına fazla hisse
vermiştir.
Ahmet Kemal