İNSAN UNUTULUNCA...

Paslanmış hâtıralar, tek tek düşüp savruluyormuş,
Özlenen mâzinin ihtiyarlamış sayfalarından.
Yâd ettikçe yürek, şebnem şebnem ıslanıyormuş
Ağlayan gözlerin, mâtemli bakışlarından.
Muştulu, ümit veren satırlar bekliyormuş,
Sevdiklerinin gönderilmeyen mektuplarından.
Sevdiğine, yandığına pişman oluyormuş,
Kullanılmış eşyalar misali,
Bir köşede, unututulunca insan.

Hatırlayan, arayan soran olmayınca,
İnsanın içi çok acıyormuş be doktor !
Acıdıkça da kendi kendine konuşuyormuş,
Eski resimlere bakıp, bakıp hüzünleniyor,
Kimseler duymasın feryâdımı diye,
Yüreğini kanatan, sessiz ahlar çekiyormuş.
İsmi, adresi, çehresi unutulunca insan.

Gündüzleri, sokakta oynayan çocukların,
Neşeli sesleriyle avunuyormuş da,
Günler, hatta aylar, bir sese hasret geçince,
Uykularını çalan gecelerin sessizliğiyle, 
Kulakları çınlıyormuş insanın.
Sevdikleri yanında yöresindeyse şâyet,
Sabah olmuş, gün bitmiş, mehtap çıkmış,
Ve hattâ, tekrar güneş doğmuş,
Yılların, yolların rüzgâr gibi gelip geçtiğinin
Farkında olmuyormuş be doktor!
Farkında olmuyormuş insan.

#aslanyılmaz#sürgünadam#
( İnsan Unutulunca... başlıklı yazı sürgünadam tarafından 10.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.