Bir Şiir” Gölgelerin Dansı” Gülümsememle analiz ve Az Yorum Tahlil
GİRİŞ
Gölgelerin Dansı
Gündüzler avutur insanı bir şekilde…
Karanlık düştüğün de gönlüme
Geçer önünden, katar katar kara trenler
Her birinde ayrı bir yük
Kokusu sinmiş kömürün, Karası sürülmüş isin
Gölgeler dans eder duvarlarda suret siz
Bugün sitemizin değerli hanım kızımız “Silgisizce” Mahlaslı kardeşimin
şiiri için klavyenin başına geçtim. Şiirlerini zevkle okuduğum kardeşimin,
mısralarına az gülümsememle analiz ve tahlille biraz yorum ekleyeceğim.
Gündüzler avutur insanı bir şekilde…
Karanlık düştüğün de gönlüme
Geçer önünden, katar katar kara trenler
Her birinde ayrı bir yük
Kokusu sinmiş kömürün, Karası sürülmüş isin
Gölgeler dans eder duvarlarda suret siz
Gündüzler avutur insanı, neden? Aydınlığı ile neyi aydınlatır karanlığı. İnsan
bazen keder dert ile baş başa kaldığında, aşamadığında içi dünyası gecenin
karanlığı gibi kararır, karanlıkta kaldığını zan ederek çıkamayacağını sanır, lakin
gündüz olduğunda aydınlanan dünya ile aydınlanır neşelenir, her karanlık
gecenin bir aydınlığı her derdin ardında devasıyla şifasın gönderir Mevla
bilinir yaşanılır. Geçer önümde katar katar kara trenler, yükle doludur. Geçen
ömürdür derttir kederdir aşılamaz dağlardır taşınamaz sandığımız yüktür, Mevla
alır yükü devasıyla bir an sonra bakarsın ki Mevla yardımıyla geçmiş gitmiştir.
Peron boşalmış tek başına Mevla’nın verdiği huzurla kalmışsın. Dünya bu dert
keder ölene kadar devam eder sabrın karşılığında ahirette karşılığı elbet
alınır. Kokusu sinmiş kömürün karası sinmiş isin, yani dert kederin izi kalsa da
gönülde bizde. Bazen gölgeler dans eder duvarlarda suretsiz. Hatırlanır bazen
dert keder için çektiğimiz sıkıntılar duvarlarda gölgesiz, sanki yeniden
başlamış gibi, gerçek manada oysa bir yansımadır gönülde çekilen kederin ağır
yükü sonrasında Mevla’nın verdiği deva şifanın şükrü SONRASINDA.
GELİŞME
Bir hüzün bulutu dolaşır kaşla, kirpik arasında
Dokunsan sağanak, sağanak yağmur
Oturmuşum bir kaldırama
Başımın üstünde yanıp sönen sokak lambası
İşte bazen böyle, bir hüzün bulutu dolaşır kaşla kirpik arası dediği gözyaşları
akar o an hüzünle kalmış isek sanki dünyada tek başına kalmış çaresiz gibi,
oysa Rabbimiz her an bizimle beraberken o bizi hiç terk etmez iken çok şükür, bu
ana varmadan önce, dokunsan sağanak sağanak yağmur, aktı akacak bir tek sözle
bir dokunma bir bakışla gözde yaşalar, içteki kederler damla damla. Oturmuşum
bir kaldırıma, başım üstünde yanıp sönen sokak lambası. Bu ambiyans aşıklar
içindir gece bekler sokak lambasının altında sevdiğini… Ahmet Selçuk İlhanın
şiiri aklıma geldi.
Saatler sabahı çalıyor yine
Bir gece lambası bir ben uykusuz
Kulağım hep senin ayak sesinde
Bir şu kaldırımlar bir ben uykusuz
Yaralı yüreğim her an pusuda
Şafakla dönersin hani olur ya
Şimdi bütün şehir derin uykuda
Bir şu yaralı gözler bir ben uykusuz
Bir tek o şahitti son akşamında
Yeniden yanarım her yanışında
Ben gibi kimsesiz köşe başında
Birsokak lambası bir ben uykusuz
Nöbetteyim sokaklarda
Gözlerim hep şafaklarda
Sense benden uzaklarda
Bir gece bekçisi bir ben uykusuz.
Ahmet Selçuk İlhan
Ercan Turgut’u çok severim Allah
rahmet eylesin şarkıları beni mest eder gençliğimde çok ama çok dinlerim. Bir
şiirinde şarkı sözünde” Yıkılmış ve sarhoş seni anarken bana bir dost olur gece
lambası” Bu sokak lambası veya aydır, insanın
o anki karanlığını aydınlatır kısık yansa da. Kardeşim o eski günleri yüreğimde
yeniden canlandırdı hele o azap çiçeği şarkısına bayılırdım aşıktım o yıllarda
delicesine…
“Uğrunda taparcasına sevdiğim
Gelir diye yolunu beklediğim
Hasretinle kül olup eridiğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Sevda bekledim senden, hüsranı buldum
Hasretinden beri divane oldum
Genç yaşımda nasıl sararıp soldum
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Hasretinle kül olup eridiğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Hasretinle kül olup eridiğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Gönül yarası bu, kurşundan beter
Sevda alevi içerimde tüter
Çektirdiğin hasretlik artık yeter
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Sevda bekledim senden, hüsranı buldum
Hasretinden beri divane oldum
Genç yaşımda nasıl sararıp soldum
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Hasretinle kül olup eridiğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim
Hasretinle kül olup eridiğim
Nerde kaldın söyle, azap çiçeğim…”
Şimdi yazarken kulaklığımla
dinliyorum BU ŞARKIYI.
Yanımdan geçer evsiz barksız şarapçılar
Dilimde gerisini bilmediğim bir şarkının nakaratı
Yüksek sesle söylesem
Dağılıp gidecek bütün gölgeler
Devam edelim. Yanımdan geçer evsiz barksız şarapçılar, onlar ki unutarak
geçeceğini sanan yıkılmış evsiz kalmış şarap içinler geçer yanımda, dilimde
gerisini bilemediğim bir şarkının nakaratı geçer gerisini söyleyemem hatırlayamam.
Bu sözleri yüksek sesle söylesem dağılıp gidecek bütün gölgeler.
Unuttuğum her şeye inat
İnsanlığımı hatırlatıyor, kara kedinin mazlum bakışları
Onun karnı aç, benim ruhum
Belli ki ikimizde aç uyuyacağız bu gece
Unuttuğum her şeye derde kedere aşka inat, insanlığımı hatırlıyorum, kara
bir kedinin mazlum bakışları gibi gece soğukta dışarıdayız, onun karnı aç benim
ruhum, insanlığın yokluğuyla insanlığa aç, bir el uzatılmaya sevilmeye muhtaç.
Belli ki ikimizde aç uyuyacağız bu gece, kardeşim burada harika mısrasıyla tam
on ikiden vurmuş. Ne duyan var insan olarak bizi ne de bir el uzatan çok şükür
rabbimiz var bize rahmetiyle muamele eden bizi saran bizimle her an olan.
ANA KONUSU
İnsanlığın bir an kaybolması, dert kederin insanı sarması ve bununla efkârlanarak
insanın kederlenmesi.
SONUÇ
Gölgeler dans ediyor hala beynimde
Suret siz, benden siz, ruhsuz
Benimse dilimde hala aynı nakarat
BÖYLE AYRILIK OLMAZ, BÖYLE YALNIZ KALINMAZ…
Silgisizce
İşte bundan dolayıdır ki kurtulamam bunca kederin insan tarafından yalnızlığa
terk edilişimden olsa gerek hala kurtulamıyorum Rabbim beni yalnız bırakmasa da
bunu hatırladıktan sonra olsa da, gölgeler suretiz, benden siz, ruhsuz, benimse
dilimde aynı nakarat aynı şarkını sözleri beni anlatan aşkımı anlatan işte o
sözler.
Kim derdi ki seninle
Bir gün ayrılacağız
Geçip giden yılların
Ardından bakacağız
Kim derdi ki, bir tanem
Gün gelip bıkacağız
Ben ve yenik yüreğim
Yalnız mı kalacağız?
Böyle ayrılık olmaz
Böyle yalnız kalınmaz
Böyle ayrılık olmaz
Böyle yalnız kalınmaz
Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?
Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?
Kim derdi ki seninle
Bir gün ayrılacağız
Geçip giden yılların
Ardından bakacağız
Kim derdi ki, bir tanem
Gün gelip bıkacağız
Ben ve yenik yüreğim
Yalnız mı kalacağız?
Böyle ayrılık olmaz
Böyle yalnız kalınmaz
Böyle ayrılık olmaz
Böyle yalnız kalınmaz
Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?
Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?
Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?
Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ne...
Kaynak: Musixmatch
Besteciler: Ethem Adnan Ergil
Müslüm babada ne güzel söylerdi, ah
ne dinlerdim o yüreğimdeki aşkla ah o günler ah neredesiniz, kardeşim beni
gençlik yıllarına götürdü kendisine huzurunuzda teşekkürler ederim.
ŞİİRDE AHENK UNSURLARI
ÖLÇÜ VEZİN
Serbest bir şiirdir. Hece ölçüsü
yoktur.
GİZLİ ÖZNE
Gündüzler avutur insanı bir şekilde…
Gündüzler kimi avutur neden avutur?
Karanlıkları
Dertleri kederleriyle kaybettiği
aşkı ile yalnız kalmışlığıyla karanlıklar içinde bırakmışken kimi aydınlatır
insanı gündüzler. Gündüzler neyi aydınlatır karanlıkları. Rabbimin her an
yanımda olmasıdır.
Gizli Özne: karanlıklar ve İnsan
AÇIK ÖZNE
Benimse dilimde hala aynı nakarat
BÖYLE AYRILIK OLMAZ, BÖYLE YALNIZ
KALINMAZ
Aşk ve hasretin acısı sancısı
yalnızlığım.
SAKLI ÖZNE
Saklı Gizli özne aynısıdır.
KENDİNİ GİZLEMİŞ ÖZNE
Karanlık ve İnsan kederi çektikleri
geride kalan izleri.
BANA NE BEN KENDİMİ KİMSEYE
GÖSTERMEM DİYEN ÖZNE
Sağanak sağanak yağan GÖZYAŞI
Sen istediğin kadar görünme kendini
gösterme gönül ki duygu his yüklü seni açığa çıkarır.
Sağanak sağanak yağan gözyaşı ya da
yağmurdur.
SİZE NE BEN GİZLENİRİM ORTAY ÇIKMAM
DİYEN ÖZNE
Yok, öyle bir dünya mecbur
çıkacaksın ortaya.
Ayrılık ve hasretin sancısı
izleridir.
KAPIM KAPALI SİZE KAPIYI AÇMAM
DİYEN ÖZNE
Açarız biz gönülle mısra şiirle
kapını ey özne öyle gururlanma.
İnsanı avutan nedir? Gündüzlerdir.
BENİ ARAMAYIN BULAMAZSINIZ YÜKLEME
YÜKLENİN DİYEN ÖZNE
Biz seni bulduk sen bir daha
bizimle olma haddini bildiririz ona göre.
YÜKLEM BEN ÖZNE İLE MANA DOLUYUM
ÖZNESİZ OLMAM ÖNCE ÖZNEYİ BULUN DİYEN YÜKLEM
Tamam, farkındayız sakin ol.
BANA YÜKLENMEYİN YÜKÜM AĞIR OLUR
DİYEN YÜKLEM
Farkındayız yüklem kardeş yükün
insanın yükü gibi ağırdır.
YÜKLEMİN YÜKLE YÜKLENMESİYLE
ÖZNENİN KENDİ YÜKÜNÜ HAFİFLETMESİNİ İSTEYEN YÜKLEM
Bu konuda çok haklısın yüklem senin
yükün alınmalıdır kesinlikle.
LİMANDAKİ YÜKLERİ YÜKLEYEREK
ÖZNENİN YANINA GİDERKEN YÜKÜN AĞIRLIĞI ALTINDA EZİLEN YÜKLEM
Bunu açık bariz bir şekilde
görmekteyiz yardım için biz gelmekte iken Rabbim bizden önce yetişir.
SÖZDE ÖZNE
Gündüzler avutur beni bir şekilde
Gündüzler neden neyi avutur giderir
”Karanlığı” kim giderir “Aydınlık. Bu nedenle “Karanlık” sözde öznedir. Neden
aydınlık ettiği için gündüz. Gündüz de açık öznedir, belirli öznedir, dost
öznedir falan filan gibi.
GERÇEK ÖZNE:
Cümlede işi yapan ya da durumu
üzerine alan kişinin-varlığın açıkça belli olduğu yani etken çatılı öznelerdir.
Gündüzler avutur beni bir şekilde
Karanlık düştüğün de gönlüme
Avutur-Gündüzler bir şekilde
Karanlık düştüğümde
gönlüme
NESNE
Nesne, cümle içinde öznenin yaptığı
ifade edilen işten etkilenen ögedir. Nesneleri bulmak için yükleme “ne, neyi,
kimi” sorularını yöneltmeliyiz.
Gündüzler bir şekilde kimi avutur -insanı
–Karanlıkta kalanı-
Kardeşime teşekkürler ediyorum bu
enfes şiiri için bu duygu ve hisleri yeniden canlandırdığı için vesselam
selamlarımla.
Mehmet Aluç