Bende bilirim elbet,
Öyle güllü dallı şiirler yazmasını.
Papatyalar için naat;
Yağmurlar için serenat döktürmesini.
Görmüyor muyum?
İlkbaharda tabiat'ın o mucizevi,
değişimini...
Son güz de, gazellerin renk ahengini.
Bağ bozumlarını... son üzümleri.
Deniz'i...
Güneş'i...
Ay'ın şavkını...
Yakamozu geceyi..
Ebem kuşağındaki her rengi.
Görüyorum bunların hepsini.
Nergis'de ki telaşı,
Begonvil'de ki asaleti,
Orkide'de ki sadeliği,
En sevdiğim renk, 
Fesleğen'in yeşili.
Bi-hakkın yazarım bunların hepsini.
Bilirsin maviye olan düşkünlüğümü,
Ufuk mavisine;
Bana verdiği o uçsuz bucaksız, 
özgürlük cesaretini, 
nasıl da sevdiğimi!
Yazardım bunların hepsine şiiri.
Kırılmasaydı yüreğimin kalemi.
Benimkiler kırk kalem şiirleri.
"Mış" gibi mi yazmalıyım? dizeleri.
Üzülmemiş, üzmemiş,
'Yâr'dan ayrı düşmemiş gibi mi?
Kandırırken dizeleri, kandırmalı mıyım?
Kendimi.

                 ~Kalemkeş~
           M.Abdullah Aziret
( Kırık Kalem başlıklı yazı Kalemkeş tarafından 11.03.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.