Bozkırlara iniyordu kırılgan yaralı bir sonbahar sabahı. Telaşsız ve yorgunca
Geceden kalma kızıl gözlü bulut küllerini bırakırken sabaha.
Güllerin ruhunu çalıyordu azar azar
Göz kapaklarının ağırlığını saklayamaya çalışan kurşuni sabahta
Kınalı bir ıhlamur ağacı kanıyordu şehrin kirli avuçlarında.
kaldırım taşları arasında bir güvercin unutmuş uçmayı kimse görmüyor

Sen yine beni bekliyorsun gözlerinde med cezir girdapları
Telaşlısın ,sabırsızsın biliyorsunki geç kalmıştık yarınlara
Elimde fosforlu bir kalemle çıka geliyorum ben.Yeni ufuklar çiziyorum adınlık
Mavi oluyor gökyüzü beyaz bulutları kırpıyorum güvercin oluyor her biri
Titrek yürekleriyle uçmayı, cesareti, özgürlüğü öğreniyorlar yeniden
Bir uçurtma çiziyorum alel acele uzun kuyruğu sen. Sıkı, sıkı tutuyorum ipin ucunu

Şimdi viran olmuş vahaların sınırsız esmerliğinde savrulan, arabesk rüzgarların yerine
Arkamda elleri bahar, gözleri gök, köy çocukları koşarak geliyorlar güneşe doğru
Ey sabah papatyalar topladık sana orman uğultusuna karışan rüzgar türküleri getirdik
Sabah anlıyor artık baharda olduğunu. Mayıs mayıs gülümseyerek bakıyor çocuklara
Güneş yeni baştan doğuyor üşüyen göz bebeklerimize
Şiirlerimden bir ev yapatımsana bir şiir boyunda uzanacaksın dizlerime
İstirityenin içinde hapis olan tavus kuşunun hikayesini anlatacağım ama ağlama
Yanmış yıldızlardan çaldığım nurlar narları getirdim sana
Sür yarana sevdiğim ateş melhemdir yaramıza

Hangi ateş yakar bizi? biz aşkı ateş kadehlerden su diye içmedikmi?
Ayrlık yakıp kül edemezki bizi. Ateşi yanarak öğrendik biz
Toprağın suya hasretini , uçurumlara sıkışmış rüzgarın esaretini anlatacağım.
Aşkının gölgesinde büyüttüğüm asi kaddelenin bakışlarıyla karşıla beni
Bilmezmisin ateş yakmaz kelebeği. Bir damla göz yaşın öldürür. Ağlama

Gece karası kirpiklerinden telkari sırları akar düğümlenir gönlüme
Gümüş teller gibi göz yaşın nakış nakış işler seni sineme.
Bulutlara bakışlarından dökülen gül izlerini toplayıp
Ateş böceklerinin öpüştüğü saçlarında yağmur olup yağacağım ağlama
Ve gecenin soğuk yüzünü yırtan aydınlıklarımla geleceğim.
İpek kozasında büyüttüğüm umutlarımla ama mutlaka
Hasretimden firuzeler gibi dökülen boncuktan kuşlar getireceğim sana
Gece kuşlarının kanatlarında yankılansada zemheri
Bilirmisin sevgilim zemheridede çiçek açar
Dalımda ki son çiçeğimle geleceğim sana
Kirpiklerin secdeye durduğu saatlerde dualarım duaktır gecene
Beklemek bin yıl sürsede ay gibi doğamasamda pencerene
Dularım da hep sen olacaksın. Ağlama

BUKET CİHAN TEMÜR
( Ağlama başlıklı yazı buket-cihan- tarafından 30.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.