1
Hacivat Karagöz-Karagözün İlk Aşısı-
Uzun zamandır, evden çıkmayarak
pencereden, Hacivat’la uzun uzun sohbet etmekten bıkan, Karagöz en sonunda aşı
olmaya karar vererek, yantikor mu antikor mu santikor mu neyse onu vücudunda
biriktirerek, sokakta mahallede rahat rahat bu mikroba yakalanmadan dolaşmanın
heyecanıyla, bugün ilk aşısını olacaktı. Hacivat birinci kinovak ikinci
kinovaktan sonra biyoniktan ta olmuş rahatlamıştı. Lakin yine maske ve mesafeye
dikkat ediyordu. Aşı olmaktan ziyade iğne olmaktan azıcık çekinen Karagöz, Hacivat’la
gidecekti aşı olmaya. Nasıl olduysa bu aşı olma olayına makul bir anlayışla yaklaşmış,
rahat rahat dolaşarak, Hacivat’la pencereden konuşmaya son vererek araya az
mesafe koyarak, oturmanın zevki ile arada sırada kafa atma zevkinden mahrum
kalmıştı. Hacivat, ilk aşı olduğunda beraber gidelim diye ısrar etse de kabul
etmemiş, aradan geçen iki ay evde hapis kalmanın sıkıntısı içinde kabul etmişti.
Kapı alacaklının çaldığı gibi, hızlıca çalmasının sonucunda Karagöz gelenin
Hacivat olduğunu anladı. Pencere çıkarak.
-Patlamadın ya, hala kapıyı yavaş
çalmayı öğrenemedin gitti! Bekle geliyorum.
Maskesini takarak, aşağıya bir solukta
indi. Kızgın bir şekilde.
-Yüreğimi her zaman ki gibi ağzıma
getirdin!
Diyerek uzun zamandır hasret
kaldığı kafayı Hacivat’ın kafasına atmış, derinden bir oh çekerek mutlu
olmuştu. Hacivat.
-Bakıyorum, kafa atmayı unutmamışsın
Karagözüm.
-Namaz kılmayı terk etmedim ki
safta olmayı da terk edeyim, Cuma namazı hariç Hacivat’ım, evde tek başıma
kılıyorum.
-Ben onu demiyorum Karagözüm.
-Neyi görmüyorsun Hacivat’ım önünü
mü? Ben koluna girerim, oradan da seni göz doktoruna muayene ettirelim, sana
bir gözlük taksınlar.
Hacivat yine kaldığı yerden devam
eden, bu yanlış anlaşılmayı aksi yönde hareketle son vermek için.
-Karagözüm ne sözlüğü? Ben okula mı
gitmiyorum ki, benim hafızam sözlükten daha kalın.
Karagöz ani karşı atağı hissedince.
-Hacivat’ım, kendini üçüncü aşıdan
sonra nasıl hissediyorsun.
-Tuuurp gibiyim Karagözüm, turp.
-Maşallah, maşallah, limon gibi
sararma da.
-Ben hangisini vuracağımda kararsızım,
Çin, Alman, Rus Ya da bizim yeni çıkan, şaşkınım.
-İyileşmeye olan inancın pozitif
olsun, hangisi olursa olsun hepsi ne de olsa aşı.
-Hacivat’ım tipi tip te nedir ki?
-Ne tipi tipi Karagözüm Pozitif
diyorum.
-Fit mi olmak gerekir diyorsun? Nasıl
olacak ki?
-Haklısın Karagözüm, bundan sonra
fit olacağız genç delikanlılar gibi.
-Hay ağzın bal yesin, neden bunu
daha önceden söylemedin? Haydi acele et, bir an önce varalım da gençleşelim.
-Haydi varalım da sende sağlığına
kavuş bende.
-Avuç avuç leblebi mi yemek
gerekiyor öncesinde. Bakkal Ramazan efendiye uğrayalım da bir avuç alalım.
-Yok Karagözüm, avuç avuç sebze
yemelisin artık bundan sonra sağlığın açısında.
-Ben zaten seviyorum Lahanayı, pırasayı
bol bol yerim artık bundan sonra. Madem bunu uygun görüyor bilim adamlarımız
uymak zorundayız artık, aksi yönde gitmeyle bir yere varılmıyor anladım artık.
-Hay senin de ağzın da bal yesin
Karagözüm.
Mehmet Aluç