…
Kutay; “Beyler tüm dünyada neler oluyor, neler
yaşanıyor bilmek zorundasınız. Araştırmacılarınız veya yeteri kadar
istihbaratınız yoksa ancak olanların oyuncağı olursunuz. Bu manada bilgi çok
önemlidir. İsterseniz konumuza geçen ki kaldığımız yerden davam edelim. Ne
dersiniz?”
Korkut; “Can kulağıyla seni dinliyoruz,” dedi.
Kutay; “Bankacılık ve finans sektöründe çok etkin bir
kuruluşu olan ve dünyanın her noktasından bilgi alabilecek bir ağa ve birçok
devlet başkanının bile bilmediği bilgilere sahip olan ABD’nin SCP (Standart
Chartered Plc) şirketi geçen yıl yayımladığı araştırmada; 2030 yılında dünyanın
en büyük 10 ekonomisini açıklamıştı. İlk beş ülkenin sırlaması; Çin 64,
Hindistan 46, ABD 31, Endonezya 10, Türkiye 9 trilyon dolar olacak şeklinde sırlamıştı.
Bu araştırmasını açıklarken de, 2030 yılında petrolün önemli bir gücünün
olmayacağını, bor, toryum, uranyum, krom, kobalt ve koltan madenlerinin
yenidünyanın vaz geçilmezleri olacağını yazmıştı.”
Yavuz “Adamlar bizi bizden çok daha iyi biliyor. Bu
nasıl olabiliyor?”
Korkut; “Adamlar yatmayıp gece gündüz çalışıyor,
araştırıyor, emek sarf ediyorlar. Öyle kendiliğinden olan bir şey değil ki!
Eğer Müslümanlar fakir ve perişan bir durumda iseler, bunu kadere ve Allah’a
bağlamanın hiçbir anlamı yok. Allah çalışana ve gayret edene veriyor.”
Kutay; “ABD’nin önünde 10 yıl vardı. Ve araştırma
raporunun öngörüsü de ortadaydı. Neticede 10 yıllık bir süre, devletler için de
uzun bir zaman dilimi sayılmazdı. Çin petrole ulaşmak için çok stratejik
hamleler yapıyordu. ABD ise enerji olmadan Çin’in yaşayamayacağını biliyordu. Çin,
Libya’daki en önemli petrol sahalarının imtiyazını elinde bulunduran Kanadalı
Varenex Energy şirketini satın almıştı ve piyasaya da açıklama yapılmamıştı.
Çin tüm enerji ihtiyacını Libya’dan karşılayabilecek duruma gelmişti. ABD’nin
talimatıyla Hafter’de masadan bu yüzden kaçmıştı zaten. Çin’in güçlenmesini
engellemek ABD için çok büyük bir önem arz ediyordu. Korona virüs saldırısı
2021 yılı için düşünülürken, bir yıl erkene çekmek zorunda kaldılar.”
Yavuz; “Yani tüm bu olanlar bir kurgu değil, hesaplı,
planlı diyorsun yani!”
Korkut; “Allah, ‘Size ancak çalıştığınızın karşılığı
vardır’ demiyor mu? Elin oğlu da çalışıyor işte! Bir yandan yatıp, diğer yandan
ağlayıp sızlanmanın ne anlamı olabilir ki?”
Kutay; “ABD, operasyonuyla sadece Çin’i değil,
Hindistan, Endonezya, Türkiye, Brezilya, Rusya, Japonya, Mısır ve Almanya’yı da
hedef listesine ekliyordu. Almanya,
Japonya ve Mısır zaten tamamen ABD’nin işgali altında olan ülkelerdi. İstediği
zaman istediği şekle sokmak için yeteri kadar eli bu ülkelerin ensesindeydi.”
Kutay; “Türkiye ise bor madeni sebebiyle öncelikli
hedef olan ülkeler arasındadır. Dünyadaki bor madeninin yüzde 70’i Türkiye’de,
geri kalanı Rusya v ABD’dedir. Cam sanayinde, füzelerin daha hızlı ve daha
yükseğe çıkması için katı yakıt olarak, yanmaz elbise, temizlik, nano
teknoloji, elektrik pili, kompozit malzemeler, fiber optik, elmastan sonra en
sert madde olabilen bor zırh yapımında, delici ve kesici aletlerin üretiminde
kullanılıyor. Son beş altı yıl dikkatle incelenecek olursa, Türkiye’nin hedefte
olduğunu anlamak zor bir şey değildi. Sudan bahanelerle stratejik ortağına
bazen açıktan, bazen gizli olarak saldırıları devam ediyordu.”
Yavuz “Türkiye son yıllarını fırtınalı denizdeki gibi
dalgalı ve iniş çıkışlı yaşadı. Şimdi siz anlatınca daha iyi anlıyorum.”
Kutay; “Biraz geri gidecek olursak; ABD, Çinli
teknoloji şirketi Huwei’nin sahibini kızı ve mali işler direktörü Meng
Wanzhou’yu İran yaptırımlarını deldiği gerekçesiyle 1 Aralık 2018’de Kanada’da
tutuklayarak Çin’e gözdağı vermişti. Çin ise İngiltere ve Rusya’dan destek
bekledi ama onlardan beklediği desteği göremedi. Akabinde Boeing’nin 737 Max
uçaklarından biri Endonezya’da, diğeri de Etiyopya’da düşüyor, toplam da 346
kişi hayatını kaybediyor, ABD’nin Boing ürettiği uçaklar tartışılır duruma
geliyordu. ABD yüz milyarlarca dolar zarar ederken, Çin’e diş bilemeye devam
ediyordu. Bir virüs operasyonuyla Çin bitirilme noktasına getiriliyordu.”
Yavuz “Desene biz birbirimizle didişmekten önümüzü
bile göremiyoruz. Belki de elin oğlu bizi didiştirerek uyutuyor, kendileri de
yol almaya devam ediyorlar.”
Kutay; “Haklısın Yavuz’cuğum. Aynen öyle… Çinli
bankalar özel bir sistem sayesinde, ABD’nin görmediği bir ortamda transferler
yapıyor, bu ise ABD’nin hiç mi hiç işine gelmiyordu. Çin’i büyüten ve
güçlendiren ABD’li firmalardı. Dünyaya akıl veren ve yön gösterenler “Amerikalı
şirketlerin olmadığı Çin, bir iç savaş ülkesi olur, Çin’de bu iç savaşı
önleyemez. Çin’de bunu gayet iyi biliyor,” diyorlar.”
Korkut; “Türkiye özellikle son on yılda çok şey
yaşadı. Özellikle ABD ve Batı ülkelerinin bizi oyaladığını ve zarar veren
müttefikler olarak görmeye başladı. Savunma sanayinde yerlileşme çalışmaları
%20’den, % 70’ e doğru çıktı. Bu arada çok büyük yatırımlara imza attı. Düşe
kalka, tüm saldırı ve badirelere rağmen kendi yolunda yürümeye devam ediyor.
Önemli olan makas değiştirmekti. Gerisi yavaş yavaş gelecektir. Gerisi
angarya…”
…
Devamı var
...
Ant. - 090220