Soluyor…
Aynada gördüğüm solgun yüzüm gibi hayatımdan parça parça anılar...
Güzel kalbinde anlam bulduğunu sandığım güzel kelimeler,
Yerini tozlanmış mısralara mı bırakacak şimdi?

Peki her yerde gölgesini gördüğüm gözlerin??
Bakarken adeta hayata meydan okuduğum;
Yıldızlar gibi kayıp kaybolduğum derinliklerinde?

Ve;
Her defasında bir ömrü yeniden yaşarmışçasına, sevinçle haykırdığım gözlerin…
Yine bahar geldiğinde can verebilecek mi toprağa?

Hani bir kelebeğin ömrü gibi demiştin ya!
Sana ulaşmadan önce tırtılken, seninle bir gün uğruna kozasını kırıp senin ışığında renklenen kanatlarıyla;
Sadece saatler uğruna bir ömrü feda eden bir kelebek misali…

Unutmayacağını biliyorum…
Yitip giden gecelerin ardından tüm heyecanıyla koşup gelivermesi gibi sabahın…
Geleceğini biliyorum…

Ve hayalini kurmaya devam ediyorum; gerçeğe dönmesini umutla beklediğim yarının…
Tekrar tekrar seyrediyorum…

Görüntüler; zamana uymaya çalışıyor…
Ve gitgide soluklaşıyor her şey…
Bense gözlerini izlemekteyim hala;
Aynı yerde… Buğulu gözlerle…

Neden vazgeçemiyorum peki hala?


Bu şarkı…

Bu şarkıyı her duyduğumda; o hikâye kadını olmak istiyorum hep…
Sağanak yağmura aldırmadan sırılsıklam olmuş hayallerin içinde;
Hayatın akışına gösterdiği vurdumduymazlıkla yürüyen ağır adımlarla…

Sensiz geçen her saniyede biraz daha bitiyorum demişti…
Biraz daha yok oluyorum…
Gözlerinde geleceği görüyorum oysa!
Ve derin bakışlarında hissediyorum yaşadığımı…

Bu sesi her duyduğumda o kadın olmak istiyorum hep…
Ve onun gibi dik durabilmek;
Umutsuzluğun kölesi olmadan,
Ve tenine dokunan her damlada biraz daha var olduğuna inanan; o; hikâye kadını…





Gerçeklerden kaçmak doğru değil; biliyorum…
Ama kabullenesim de yok…

Dokunduğum her şeyi kaybediyor gibiyim;
Güzel düşlerimde sakladığım sevgimin yerinde; yosun tutmuş hayaller…

Ve artık;
Dönmeyeceğini biliyorum…
Kandıramıyorum bile bile; bu melodi; ruhumu yakıp kavururken;
O hiç büyümeyen çocuk içimdeki; hiç varılmaz sandığım sonların mahkûmu olmakta…

Ya; rıhtımdan, görünmeyen ufka doğru yelken açmışken;
Geri dönememe ihtimalini göze alır gibi…

Ya da; Sonrasını bildiğin hayatın sonsuzluğuna uyandığın an;
Gerçekleşeceğini düşündüğün tüm güzelliklerin;
Yalnızca bir aldatmacadan ibaret olduğunu hissetmek…


Karışıyor düşüncelerim de ruhum gibi yavaş yavaş…
Anlayabilmek içinse zorlamıyorum kendimi…

Nedense yine yarım kalıyor şiirler… Sözler…
Söylenmeden bitivermekteler…
Kavuşamadan kaybetmek gibi…

Son olmaktansa ilk!
Yarın olmadan yitivermekteler…
Göze alır gibi her şeyi…

Yine yarım kalıyor ezgiler…
Duyduğum her şey bu aldatmacanın birer parçası gibi…
Gün gün; dakika dakika çalmakta ömrümden;
Sormadan aldırmadan…

Birkaç kelime kalıyor dudaklarımda; söylenmesi gereken…
Söyleyemiyorum…

Her şeye rağmen bekliyorum…

Yitip giden gecelerin ardından tüm heyecanıyla koşup gelivermesi gibi sabahın…
Geleceğini biliyorum…

Ecem Gökçe Seyhan
Ağustos 09
( Biliyorum başlıklı yazı ecem-gokce-- tarafından 11.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu