ŞEYTAN KİMLERE MUSALLAT OLUR?
Şeytan;
Allah’a ulaşmayı dilemeyen şirkte olanlara ve Allah’ı zikretmeyenlere musallat
olur;
7/A'RÂF-27: Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuş şeytânu kemâ ahrece
ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ
innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealneş şeyâtîne
evliyâe lillezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
Ey
Âdemoğulları! Şeytan, sizin ebeveyninizi (anne ve babanızı), onların ayıp
yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sakın
sizleri de fitneye düşürmesin. Muhakkak ki; o ve onun kabilesi (topluluğu),
sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki; Biz şeytanları
mü'min olmayanlara dost kıldık.
Allahütealâ, burada çok açık bir şekilde şeytanın bir tek iblisten
değil, kabileden, milletten oluştuğunu ifade etmektedir.
Şeytanın fizik vücudu dumansız
ateşten yaratılmıştır. Cinlerin de vücutları dumansız ateşten (enerji)
yaratılmıştır. Aynı takımın ayrı ayrı taifeleridir. Şeytanlar düzelmeleri
mümkün olmayan, Allah'ın kendilerinde hiçbir şekilde hayır görmediği, her zaman
şerre çalışan mahlûklardır. Ama cinlerin bir kısmı hayra çalışır ve aralarından
Resuller de çıkar. Şeytanların arasından fitneden, kötülükten başka hiçbir şey
dışarıya ulaşamaz. Herkese, her şeye ve cinlere de düşmandırlar. Cinlerin de,
insanların da yoldan sapmalarına, çıkmalarına şeytanlar sebebiyet verir.
Şeytan tek başına değildir.
Cinlerden şeytana uymuş olan, cin şeytanlar; insanlardan şeytana uymuş olan,
insan şeytanlardan oluşan bir millet vardır. Şeytana tâbî olan, onun emrine
giren, insanları onun öğrettiği o gizli ilimlerden zarara sokan, mutlaka
cehenneme götürecek şeyleri öğrenip, başka insanların da dünyada mutsuz
olmalarına sebebiyet veren insan şeytanlar, cin şeytanlar ve şeytanın kabilesi
söz konusudur.
İnsan şeytanlar, gerçekte
insanlardır, büyü, hüddam yaparlar, insanlara ve cinlere her türlü kötülüğü
reva görürler. Cinlerden de hem cinlere, hem de insanlara zarar veren şeytanlar
vardır. Onlar da gerçekte şeytan değil, cinlerdir. Bu insan şeytanların, cin
şeytanların ve gerçek şeytanların hepsine birden Kur'an'da tagut deniyor. Bu ayette
bahsedilenler ise gerçek şeytanlardır.
Bu ayet, çok açık bir şekilde,
şeytanın sadece mü'min olmayanlarla dost olduğunu söylemektedir. Şeytanın
kimliğinin açıklanması istikametinde önemli bir ayet-i kerimedir. Birtakım
insanlar, şeytanın bir melek olduğunu iddia etmektedirler. Ama şeytan melek
değil cinlerdendir.
18/KEHF-50:
Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs(iblîse), kâne
minel cinni fe feseka an emri rabbih(rabbihî), e fe tettehızûnehu ve
zurriyyetehû evliyâe min dûnî ve hum lekum aduvv(aduvvun), bi'se liz zâlimîne
bedelâ(bedelen). Ve meleklere,
“Âdem'e secde edin.” demiştik. İblis hariç, hemen secde ettiler. O cinlerdendi.
Böylece Rabbinin emrini (yapmayarak) fıska düştü. Hâlâ onu ve onun zürriyyetini
(neslini), onlar sizin düşmanınız (olduğu halde), Benim yerime dostlar mı
ediniyorsunuz? Zalimler için ne kötü bir bedel (cehennem).
Şeytan, Allah'a asi olmadan evvel,
Allah ona ilm-i ledûnu öğretmiştir. Gizli ilmi öğrenmiş oldukları, uzak ve
bizim onları göremeyeceğimiz bir yerden bizleri gördükleri burada kesinlik
kazanmaktadır.
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû
minel muşrikîn(muşrikîne). O'na
(Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve
namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.
43/ZUHRÛF-36: Ve men ya’şu an zikrir rahmâni nukayyıd lehu şeytânen fe
huve lehu karîn(karînun).
Ve kim Rahmân'ın
zikrinden yüz çevirirse, şeytanı ona musallat ederiz. Böylece o (şeytan), onun
yakın arkadaşı olur.
Kim
Allah'a ulaşmayı dilerse o takva sahibi olur. Zikirle, zikrini artırarak ruhunu
Allah'a ulaştırır. Allah'a ulaşmayı dileyen kişi ruhunu Allah'a ulaştırıncaya
kadar emniyettedir. Allah'a ulaştırdıktan (33 bin ilâ 41 bin zikir) sonra
Allah'ın koruması sona erer. Kişi zikirlerini eksiltirse şeytan ona musallat
olur. Zikirleri yavaş yavaş azalır, sonunda fıska düşer. Bunun mânâsı artık
şeytan onun yakın arkadaşı olmuştur.
ŞEYTANDAN BİR VESVESE GELDİĞİNDE ALLAHA SIĞIN;
16/NAHL-98: Fe izâ kare’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir
racîm(racîmi).
Öyleyse Kur'an’ı Kerim'i okuduğun zaman recmedilmiş (taşlanmış) şeytandan hemen
Allah'a sığın.
Kur'an’ı Kerim okumaya başlarken:
"Euzûbİllâhİmİneşşeytanİrracîm Bİsmİllâhİrrahmânİrrahîm"
diyerek taşlanmış şeytandan Allah'a sığının!
7/A'RÂF-200: Ve immâ yenzeganneke mineş şeytâni nezgun festeiz
billâh(billâhi), innehu semîun alîm(alîmun).
Ve fakat şeytandan sana bir dürtü gelirse, hemen Allah'a sığın. Muhakkak ki O;
işitendir, bilendir.
Allah razı olsun.
Burhan AKSU