O evimize geldiğinde ben vardım… Varmışım yani… Çünkü ben kendimi bildim bileli onsuz olmadım. Çok müthiş bir çocukluk geçirdik biz Pamukla. Kocaman bahçesi vardı evimizin. Gözümüzü açtığımızda hemen kendimizi bahçeye atardık. Bahçenin o çeşit çeşit meyve ağaçlarından inmezdik. Türlü oyunlar icat ederdik. Ona Pamuk dediysem sanmayın yumuşak huyluydu. Mahallenin hepsinin üstesinden gelirdi. Bazen bahçe duvarlarından kaçardık. Uzun kötü kokulu bir ırmak akardı yan duvarından atladığımız bahçenin yakınında. Isırgan otları doluydu o ırmağın etrafı. Çok korkardık biz ısırganlardan… Aslında ben çok şeyden korkardım da, Pamuk korkmazdı… O korkusuzdu… Beni türlü belalardan kurtarırdı… O pamuk elleri pençeye dönüşürdü o zaman. Bana tek laf söyletmezdi… Bir keresinde, komşunun kızı benim üzerime hışımla yürürken, nereden geldiğini bile anlamadan Pamuk onun üzerine resmen atlamıştı… Kızın saçlarını zor temizledik o beyaz parmaklardan. Tabi bende evde Pamuğun yerine bütün dayakları yerdim. Öyle az buz değil çok iyi dayak yerdim hem de… Büyük olmanın sancılarını çekerken Pamuk, ilk andan itibaren koydu kurallarını. O evimizin asisi aykırısı olmuştu. Sonra ilk gençlik sancılarıyla başlayan kavgalarımız… O sancılardan önce hiç kavga ettiğimizi hatırlamam. O zamanlarda gece ile gündüz arasındaki fark olarak anlatılırdı farkımız. Ben kurallar içine sıkışmış; O ise hep farklı özel… Garip ama hiç kıskanmazdım Pamuğu. Tam tersi içten içe gurur duyardım. Her gittiğimiz yerde dikkat çekerdi. Ben bin bir tembihle çıkardım evden, ama ne yaparsa yapsın, daha doğrusu yapmasa da biz eve mutlaka bir vukuatla dönerdik. O benim Pamuğum perimdi… Aramızda ne olursa olsun koruyucu meleğimdi… Yıllar içersinde hayat bize bin bir oyunlar oynarken de hep yanımdaydı. Ben onu Sezen Aksu’nun ÂDEM OLAN ANLAR şarkısıyla tanımlarım hep. Evet, biz uyumlu faniler ona uyumsuz derdik… Evimizden kopuşum, başka bir şehre gidişimde bir şey değiştirmedi. Oraya da yetişir süper güçleriyle beni sanki beni sarmalardı… Ben bilirdim ki, bir gün bana bir şey olsa o fırtına olur, kasırga olur gelirdi… Ama ben... Pamuğumu koruyamadım… Onun Pamuk olduğunu unuttum. Hep güçlüydü ya…


HEP DİMDİK
HEP KORUYUCU
SÜPER…

Özür dilerim Pamuğum,
Yanında olamadım
Senin beni koruduğun gibi seni koruyamadım…
Sen hırpalanırken ben sadece gözyaşlarıma sığındım
Çok uzaktım…
Ama sen,
Uzakları bile yakın ederdin benim için

AFFET…

AFFET

BEN,

ÇOK ÜZGÜNÜMM…

( Pamuk başlıklı yazı rana-celik tarafından 20.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.