Bozkır hala toz duman
Kırat yerine tanklar yürüyor,
Toz bulutu umman!
…/
At kişnemelerini hala unutmuş değil
Beşikte kuzular dinlemekte tarihini
Kağnılar taşırken saman!
…/
Yüreklerde ağıtlar hala taze
Çanakkale şuracıkta, dinlemişiz ne nağmeler
Düşman dilerken aman!
…/
Kim mektup yazmamış ki
Kalemlerde kan izi
Toprakta mermi
Vur emri ferman…
…/
Düşman ürperti değil
Mevzisi, eri, siperi belli
Şehidim der ya…
Vatan ve iman için açmış göğsünü
“Ya düşman gelirde, namus elden giderse?”
“Ya nesiller küfürle bizi anarsa?”
“Ya Rabbim bizi böyle tanırsa!”
Derdinde!
…/
Korkmamış, dünyadan kopacak
Açmış göğsünü koşmuş siperlere
Soyulmuş kurşundan deri
Şehit olacak ya belli…
…/
Yıldızları, her dalgasında köpürtür umman
Kara bulutlarıyla gölgelese de asuman
O bozkır var ya, özlemekte tekbiri
Her rüzgâr esişinde çalılarda sesi…
Duymuyor üzerinde, kana bulanmış toprakta yürüyen
Toprak böyle kalmakta ısrarlı!
…/
Lakin yeni nesiller mirasyedi gibi
Alınmamış şu topraklar savaşlarda sanki
…/ Bağlaması vurdukça küfrün tezenesi
Ezer bu toprağı ayakları, turist gibi!
/…
Hoşuna gitmiş dayattıkça kültüründen koparan dayakları
Diline kurban olmuşuz konuştukça çaylakları
…/
Oysa
Halife, savaşa çağırdığında Çanakkale’ye
Irk festivaline bürünmüş, Müslüman yiğitler bozkırda!
Her şehit kanı karışmış birbirine
Toprak o yüzden nurlanmış, inciler
Din birleştirmiş cennet bağında!
Buluşturmuş dargınları cebel-i rahme dağında
Bu yüzden destan bilir bu savaşı bozkır
Asla unutmaz…
Şu nesil var ya bir o, kadir kıymet bilmez
Kardeşine, dindaşına düşman, gözyaşını silmez
Bozkır ağlar, namert kurşun çıkardıkça duman
O yüzden kurudu, yeşillik nedir bilmez
Toprakta ne bereket kaldı, ne organik saltanat!
.../
Diril, Kerkük elden gitmeden
Bozkırında aldığımız nefes bitmeden
Ya Allah
Ya bismillah…
Saffet Kuramaz