Ortaokula başladığım zamanlar günlük tutmaya, şiir yazmaya başlamıştım. Aynı avlu içinde amcam ve oğullarının kaldığı eski ahşap binalar vardı.Amcaoğlu olan Aliosman Yaprak'ın evinde kalıyordum. Öylen okuldan geldim mi mutlaka dedem Nuri YAPRAK'ın yanına uğrardım. Evde herkes işte olduğundan dedem çoğunlukla yalnız kalırdı. Amca kızı Fatma ile birlikte dedemin karnını doyururduk. Dedem muhabbeti çok severdi.

Dedem beni yakalamış artık bırakır mı ?Hayatında ne yaptığsa bana anlatır, bende hiç üşenmeden anlatılanları not ederdim. Dedemin hayatını yazdım. Daha sonra bu karalama yazılarımı köyde kitaplık dolabında saklardım. Annem bu kağıt parçalarını işe yaramaz diye azar azar soba tutuşturmak için yakmıştı.

Dedemin hayatından alınma tarihi bir gerçeği anlatmak istiyorum. Görevi Kurtuluş savaşı sırasında Adapazarı ve civarından merkez karargah olan Eskişehir'e yiyecek, giyecek, savaş araç gereçleri gönüllü askerleri cepheye ulaştırmaktır.

İstanbul'da bulunan Osmanlı hükümetinin elinde bulunan cephaneyi de türlü yollardan kaçırarak Anadoluya aktarmışlar. Adapazarı Karasu ilçesinde mezarı bulunan İpsiz Recep de çok yardımcı olmuştur. İpsiz Recep'in geçenlerde (trt birde) dizi filmi yapılmıştır. Çok eksik yönleri olmasına rağmen çok güzeldi.İpsiz Recep dedeme dayı oğlu diye hitap edermiş. Akrabalık yönü var mı yok mu tam araştıramadım. Biz karadenizliler hepimizi akraba olarak görürüz.

Neyse lafı fazla uzatmadan tarihimizde 1.İnönü savaşı olarak geçen tarihi gerçeği anlatmak istiyorum.Dedem ve adamları cephe dönüşü akşam üzeri İnönü'ye varmışlar.

İnönü o zamanlar büyük bir köy. Nöbetçiler yerlerine geçtikten sonra istirahate geçmişler. Daha zaman geçmeden nöbetçiler geri döner ve ileride kalabalık Yunan ordusunun ovada kamp kurmuş olduklarını söylerler. İnönü'ye 4-5 km uzaklıkta. Hemen acele köyü boşaltıp doğuya doğru göçe başlamışlar. Dedem ve adamları yerlerinde kalmışlar. İki adamını Batı Cephesine bağlı 12 süvari birliği komutanı Yarbay Halit Bey'e (Deli Halit Paşa) göndermiş. İnönü'ye gelmeden hemen önce onun yanından ayrılmışlar. Dedemin gücü az olmasına rağmen nöbetlerine devam etmişler. Bereket yunan ordusu yerinden kımıldamamış. Gece konaklamaya çekilmişler.Gecenin saat dokuzunda bin kişilik süvari birliği ile Deli Halit Paşa gelir. Durumu inceler ve çevreye daha çok nöbetçi yerleştirir ve görünmemeleri için saklanmışlar. Gece saat üç sıraları yunan kampına dört bir koldan ani baskın yaparak 10 bine yakın yunan ordusunu darmandağın yapmışlar.

Eski TRT genel müdürlüğü yapan Turgut ÖZAKMAN yazmış olduğu Çılgın Türkler romanında olayın baskın olarak anlatılması dedemin anlattıklarının doğruluğunu teyit etmektedir. Deli Halit Paşa'nın 12. süvari birliği Batı Cephesi Komutanı olan İsmet Bey'e (İsmet İNÖNÜ) bağlıdır. Tarih yazılırken bir savaş olarak bahsedilmektedir. Halbu ki bu bir gece baskını olduğudur. Hatta bu konuda yazar ve şairlerimizden Yahya Kemal BAYATLI şöyle bahsetmekte " O gün bin atlı dev gibi bir orduyu yendik" sözlerini bu savaş için yorumlanmış olduğunu düşünüyorum.
1.İnönü savaşının (baskınının) bizim için bir dönüm noktası olduğunu anlamamak tarihi bilmemek demektir. Tarihimiz acaba gerçek mi ? Kim yazdı tarihimizi ? gibi sorular sormak hakkı doğmuyor mu ?

Kim yazdı bizim tarihimizi ?

Bu konuda bilgisi olan varsa bana lütfen cevap versin.
( 28- Tarihimiz Gerçek Mi başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 3.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.