Hanı Bekleyen Yolcu


Yolcu değiliz hancı hiç değil
Karamsarlık bize göre değil lâkin
Umutlara doğru uzanıp giden
Kervanlar bu hana uğramaz
 
Han bizim değil yol bizim değil
Nasıl bitecek bu yolculuk
Elin çölünde susuz
Rüyalar gördük uykusuz
Karanlığa mı saplandık
Yoksa ışıktan mı mahrumuz
Elimizde ateşimiz cılız
Gözlerimiz fersiz
 
Kaç kış geçti üzerimizden
Yollar kar buz
Yollar sarp yokuş
Ellerimiz ayaz
Gayretimiz mecalsiz
Gelecek baharların avuntusuyla da aldandık
Oysa kışlara mahkum değildik
Vazgeçmek yeterdi kendimizden
Belki de güvenmeyi bilmedik
Bir kuyudan çeker gibi kendi gölgelerimizi
Izdırabımızı damıttık
Öğretilmiş alışkanlıklarımızdan
 
Beklerken han içinde o mukadder anı
Vardıysa eğer bir çare kırıntısı
Hiçliğe giden yollara ektik
Umut dediğin bir ayağı çukurda ihtiyar
Gayretten uzak
Kim tutacak şimdi elimizden
Kim verebilir ki geri
Çıkıp giden nefesi içimizden
 
Bir zavallı
Bir yoksul  
Oturur şimdi içimde
Sahipsiz hanın bekçisi gibi    
Şaşkın ve kararsız
Yön belirsiz
Gidiş pusulasız rehbersiz
Okyanuslara düşmüş gibi biri
 
Kaç kış geçti üzerimizden
Yollar kar buz
Yollar sarp yokuş
Karanlığa mı saplandık
Yoksa ışıktan mı mahrumuz


( Hanı Bekleyen Yolcu başlıklı yazı bî-Vefa tarafından 14.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.