Adıyaman’ı gezen aşkın delisiyim!
Yürüdüm seve seve narin toprağında
Akdeniz’in havası, nemli oraklarla
Biçtikçe, ten kavuran aşkın delisiyim!
Deniz kenarı gibi bronzlaşır tenim
Temmuz esintisi yel sarıyor kefenim…
Konuşunca buraya torpil yeri derler,
Memur güney doğuda çıksın bura diler,
Küçük ve şirin şehir... Duadayken eller
Zalim Nemrut öldürür sır yaşadıklarım
İbrahim’in dilinden sanki anladıklarım…
Maraş’ta dondurma ye Adıyaman’da üzüm
Sıcağında şalvar giy sağlığına lüzum
Sıcacık lavaşında satın al ki dürüm
Şanlıurfa yoluna düşerken mutluluk
Tatlı hatırasında şen olur yolculuk…
O Nemrut dağdır da... Bak kalıntılara,
Sabah güneşi buyur der gezintilere…
Aydınlanır o anda manidar sabahım...
Dilde dua ve zikir sonrası salahım!
Peygamber sünnetiyle putlarını kırdım
İbrahim’in dilinden herkese duyurdum…
Coşkun çağlayanına karışırken ruhum,
Uzar soğuk kış, uykum; abdesttir silahım!
Mahşere yol alırken biter dünya ahım,
Doyar ruhum elbette iman ile soyda
Son bulur yalnızlığım ağıt yakan huyda!
Veysel Karani aşkı doymaya bilendim,
Yana, yana şuurla dönerken küllendim
Sahabenin iziyle kalbimde dillendim!
Adıyaman’ın nur dolu toprağında,
Sevgiliye kavuştum ana kucağında…
Saffet Kuramaz