Hercai gülüşüne, sakın gölge düşmesin,

Bu benim tükenişim, bitti üzülme leyla.

Şu yanan yüreğimiz, bentlerini aşmasın,

Ayrılık alev oldu,  tüttü  üzülme  leyla.

 


Nar olur kelimeler, belki bundan yanarız,

Kış ayında yanarken, yaz gelince donarız,

Söyle bana ey Leyla,  zemzemle mi yunarız,

Bu kadar çile dolduk, yetti üzülme leyla.

 


Desem ki haykırışım, düğümdür boğazımda,

Kırık besteler çalar, şu tozlanmış sazımda,

İçim zemheri kışı, ölüm var ayazımda,

Hayat bizi mezara, itti üzülme Leyla.

 


Saadetin peşinde, seneleri devirdim,

Şaşırınca dümeni, her rotaya çevirdim,

Ölmeden öncesiydi, helvamızı kavurdum,

Kaderim acısını, kattı üzülme Leyla.

 


Âdemi dert sağıyor,  kararınca buluttan,

Hiç haber alamadım, beklediğim umuttan,

Şarkılar hüzün dolu, hem kemandan hem uttan,

Yüreğim vedaları, tattı üzülme Leyla.

 


Âdem Efiloğlu

 

( Üzülme Leyla başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 17.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.