Her
terk eden sevgili derin izler ve yaralar bırakmasa da yürekte, insan çoğu zaman
terk edilince yerle bir oluyor. Siz onun ile bir ömür geçirmeyi hayal
etmişsinizdir, o ise şimdi başkalarının kollarındadır. Aynı durum sizi sevip
de, sizden beklediği ilgiyi göremeyen diğerleri için de geçerlidir. Uzun süre
yediğinizden içtiğinizden, yaşadığınızdan hatta aldığınız nefesten bile zevk
alamazsınız. Bazen yakın arkadaşlarınızla paylaşırsınız yaşadıklarınızı, bazen
içinize atarsınız, bazen sabit bir noktaya bakıp durursunuz saatlerce, bazı
geceler ağlarsınız yitip giden güzelliklere, belki de sizin arkanızdan
ağlayanlar da vardır...
Her nerede olursa olsun gözyaşı çoğu insan gibi benim de gönlümde asildir.
Arada yüreği ferahlatır, ara da seni muma döndürür, bazen de cehennemde ateşler
söndürür...
Gözyaşının Rengi Yoktur
Gözyaşının rengi yoktur;
Onu akıtan mazlumlar olsa da,
Islattığı yerlere acılar dolsa da,
Bazen ellerinle, bazen mendille silersin;
Bazen de yüreğinle...
Gözyaşının rengi yoktur;
Sildiğin zaman mendille onu,
Her gecenin sabahı da olduğunu,
Anlarsın kimse anlatmadan,
Bilirsin ki;
Cehennemde ateşler sönüyordur o anda...
Ahmet Zeytinci
Zaman bazı sevgileri, yıkılmışlıkları, olayları söküp atamasa da
içimizden, birçoğunun unutulmasına ya da
şiddetinin azalmasına vesile olmaktadır. ''Her şeyin ilacı zaman''der ya
büyüklerimiz. Kimler kimleri unutmadı ki şimdiye kadar...
Kimisi inanır kimisi inanmaz ilk görüşte aşka... Her iki görüşe de saygı duymak
lazım. Gözlerde başlıyorsa her şey bakışlar hemen kendini belli eder.
Göz bebekleri büyür, bazen ter basar, cümle kurmada zorlanabilir insan, dili
damağı birbirine yapışır, belki karşınızdaki insanda aynı durumdadır. Kimi
zaman hissedersiniz, kimi zaman hissedemezsiniz bunu...
Ruhbilimci Dr.Erich Fromm Sevme Sanatı adlı kitabında sevme duygusunu şöyle
anlatmaktadır.''Sevmek bir eylemdir, edilgen bir duygu değil. Bir şeyin içinde
olmaktır, bir şeye kapılmak değil. En genel biçimi ile sevginin etken yapısı,
sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.''
Tanrı bizi sevmiştir ki hayat vermiştir. Tanrı bizi sevmiştir ki kadın
vermiştir, çocuk vermiştir. Tanrı bizi sevmiştir ki dünyayı vermiş cennet ve
cehennemi yaratmıştır. Bir yerde cehennemin varlığı cennetin kıymetinin
bilinmesi içindir. Tanrı bizi sevmiştir ki ruhundan üflemiştir ve sevme duygusu
aşılamıştır. Tanrı bizi sevmiştir ki din iman vermiştir...
''Dünya'da her sevgili kendine bir eş arar, taşın kalbi yoktur amma onu da
yosunlar sarar'' Taş kalpli diktatörlere duyurulur. Hey Adolf, Benito, Franko
duyuyor musunuz? Sahi onlar ölmüştü değil mi? Hem fiziksel olarak ve hem de
milletlerinin ve insanların yüreklerinde. Oysa bizim Mustafa Kemal
Atatürk'ümüzün kendi adını taşıyan çiçeği bile var...
''Gülerken herkes eşlik eder, ya ağlarken. Başarılara herkes ortak olur, ya
yenilgilere. Öyle bir dost edin ki, kötü gün kapını çalınca, kapıya senin ile
beraber baksın''Çok zor kötü gün dostu bulmak bu devirde. Çıkarlar ve para
giriyor çoğu zaman araya değil mi? Piyangodan ya da lotodan yüklü miktarda
paralar kazanın bakın, akrabanız on iken elli olur birden bire...
Ünlü Alman filozof Meister Eckhart'ın sevgi üzerine şu sözleri de
düşündürücüdür.'' Eğer kendinizi severseniz, başkalarını da kendiniz kadar
seversiniz. Bir başkasını kendinizi sevdiğinizden daha az seviyorsanız,
kendinizi sevmekte gerçek bir başarı sağlayamazsınız. ''
Çoğu erkek şimdi evlenmiş olduğu eşine, nişanlı iken ya da sözlüyken
defalarca''Seni seviyorum''dediği halde, her ne hikmetse, yuva kurduktan sonra
bu kelimeyi unutmaktadır. İnsanlara çok kolay ''Seni seviyorum''diyen bir
amcanın yeğeniyim ben, emekli albay, şu anda hayatta ve yetmiş sekiz yaşında.
Hem de kadın erkek ayırım yapmadan söylerdi; hala da söyler... Kadınlar
özellikle''Seni Seviyorum''kelimesini duymayı çok isterler. Biz erkeklerin
ağzından da kerpeten ile çıkar o iki kelime... Hiç çekinmeden söyleyin. Size
bağırmazlar, çağırmazlar, sövmezler. Seni seviyorum aşkım, seni seviyorum
oğlum, seni seviyorum kızım, seni seviyorum vatanım, seni seviyorum bayrağım,
seni seviyoruz hepimiz peygamberim Hazreti Muhammed, seni seviyorum Allah'ım...
Daha önceki sevgi yazılarımda Desmond Morris'in ''Sevmek Dokunmaktır'' adlı
kitabından bahsetmiştim. Dokunun insanlara, havaya suya, kediye, beş yaşında
bir çocuğa. El tokası çok önemlidir benim için. İlk karşılaştığım bir insanın
elimi nasıl sıktığına ben çok dikkat ederim. Beni ilk gördüğünde elimi sağlam
sıkanlar ile her zaman sağlam dostluklar kurdum ve hala devam ediyor. Çoğu
zaman yanılmadım bu düşüncemde. Siz onun sadece elinizi sıktığını
zannediyorsunuz halbuki yüreğinizi de sıkıyor, tutuyor kuvvetlice. Neyse çok
başınızı ağrıttım yine. Sevgi üzerine bir yazı nasıl biter. Tabi ki sevgi ve
saygılarımla...