Oysa ne güzeldi
bundan yıllar önce televizyonlar tek kanallı iken. Aslan gibi TRT'miz ve onun
kaliteli programlarını seyretmek için can atardık. Ne zaman ki özel yayıncılık
başladı, televizyonlarda da mantar gibi diziler bitmeye ve yüzlerce dizi
oyuncusu destursuz olarak beyaz camdan evlerimize, hatta rüyalarımıza girmeye
başladı.
Dikkat ediyor musunuz, konu olarak birbirinin benzeri o
kadar çok dizi var ki... Diyeceksiniz ki seyretmeyin kardeşim bir şekilde
protesto edin. Hangi birini edeceksiniz, bütün dizilerimiz genellikle akşam
saatlerinde başlıyor, kısaca televizyon ve diziler birçoğumuzun beynini
kilitliyor neredeyse dumura uğratıyor.
Çoğu bilinçsiz insanımız televizyonlarda gördüklerini
gerçek hayat zannediyor, bu bir yerde kendini gerçek hayattan soyutlama, orada
ki oyuncular ile kendini özdeşleştirme yoluyla oluyor. Çok az bir elin
parmaklarını geçmeyecek kadar kaliteli dizilere de var mutlaka onları
ayırıyorum tabi ki diğerlerinden. Sit Com denen ucube bir dizi şekli var, iki
tane mekânda geçiyor sadece, bunların çoğu tabi ki ABD televizyonlarından şekli
araklama, bunu birçoğunuz biliyorsunuz...
Çocuklarımızı çok iyi korumamız lazım bazı zararlı
dizilerin saçma sapan görüntülerinden. Ülkemizde ve dünyada çok elim ve acıklı
olaylar oluyor. Afrika'da birçok ülke açlıktan kırılıyor, ülkemizde terör
olayları yeniden hortladı, askerlerimiz, polislerimiz şehit oluyor. Orta
Doğunun birçok ülkesi kan ve gözyaşı içinde ve bizler televizyonların başına
geçip gecelerin yarısına kadar dizi seyrediyoruz. Kimimiz asgari ücret ile
geçiniyor, kimimizin durumu biraz daha iyi orta direk olarak lakin o dizilerde
gariban rolü oynayanlar ya da mafya bozuntularını oynayanlar cukkayı
götürüyorlar gözümüzün içine baka baka...
Oh ne ala yağma Hasan'ın böreği. Oyuncu olmak o kadarda
kolay bir şey değildir. Konservatuvarlar var bu işin eğitimini ciddi şekilde
veren lakin orada eğitim görmek zaman ve bilgi, çalışmak ister. Bir iki ders
alıp iki üç de yarışmaya gir hemen dizilerde rolleri kap. Peki, o zaman o
konservatuvarda okuyanlar dört beş sene hem de boşa mı kürek çekiyor?
Günün sıkıntı ve streslerini atmak için bir iki komedi
dizisi haricinde, o da ara sıra ki, hiç bir diziyi izlemiyorum ve de bu konuda
kendim ile gurur duyuyorum. Kanımca, kültürel faaliyetlerimizin en büyük
köstekleyicisi televizyon. Bazı arkadaşlar, kitap okumaya ne gerek var
televizyonlarda ki açık oturumları, kültürel programları izler öyle de bilgili
bir insan olurum diye düşünüyorlar ise diyebilirim ki büyük yanılgı içine
düşerler...
Şimdilerde devletin televizyonu bile ki, ''ben çok ciddi
bir kurum olduğunu düşünüyordum şimdiye kadar.'' magazin programlarına ve de
fantastik programlara yer vermeye başladı yayın akışında. Nabza göre şerbet
veriyoruz deyip bu işleri hasıraltı etmemeleri lazım. TRT seyircisi her zaman
için olgun ve saygındır benim gözümde... Neyse lafı fazla uzattık yine hepinize
en derin sevgi ve saygılar havalar soğuksa da siz yüreğinizi sıcak tutun yine
de...