Altı yüz yirmi iki, bir Muharrem’indeydi,

Resul, Mekke’de değil artık Medine’deydi.

 

Hazreti Âdem ile Davut affadır mazhar,

Zira rahmet-i Rahman artık olmuştur izhar.

 

Yunus nebi sahile kırk gün sonradan vurdu,

Nuh’un gemisi ise gelip Cudi’de durdu.

 

İbrahim Halil nârdan, Yusuf kuyudan çıktı,

Yakup peygamberinse âmâ gözü açıktı.

 

Eyüp’ün şifasına Yüce Şafi vekildi,

İsa, o gün doğmuştu, o gün göğe çekildi.

 

Musa vurunca asâ, Kızıldeniz yarıldı,

Geçip kurtuldu mümin; su, kâfire sarıldı.

 

Müjdeliydi haberler on peygambere dair,

Lakin hicrî altmış bir yılıysa bundan sair.

 

ÂH HÜSEYİN’İM ÂH!

 

Muharrem’in anlamı; -kötülük-, haram demek,

Gerçek dinlenmeyince boşa gidiyor emek.

 

Yüz elli kadar mektup gönderip çağırdılar,

Biat edeceklerdi; isyanla bağırdılar.

 

Bırakın da döneyim; bak uymayacaksanız,

Ben size bir şey demem; hak duymayacaksanız.

 

Ne dediyse Hüseyin, beğenmedi zalimler,

İbn-i Ziyad almıştı o Yezid’den talimler.

 

Fırat’ın kenarında içirmediler suyu,

Yetmiş iki can öldü, acımız ömür boyu.

 

Fakat bu ölüm başka, eşi olmayan vahşet,

Kerbela faciası akla ziyan bir dehşet.

 

Resul reyhanlarından, biri Hazreti Hasan,

O’nu zehirleyen zat acep nasıl bir insan?

 

Hazreti Hüseyin’e beterini yaptılar,

Dil varmıyor demeye; cehenneme saptılar.

 

Şu Kerbela, belayı çağrıştırıyor bize,

Kurbanız ehl-i beyte, selamlar hepinize.

 
MFK
( Muharrem’de başlıklı yazı MFK tarafından 15.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.