Ben hüzün yağmurunun, suladığı ağacım
Kaf dağının ardından, esip gelir bu harım
Dikenli bir tel gibi, beni sararken acım
Köklerimden yükselir, çığlık çığlık buharım

Gece düş köprüsünde, sırdaşım keskin bıçak
Bir segah makamında, nemlenir dudaklarım
Bir ses gelir uzaktan, "neredesin son ocak"
Atom tazyiki ile, sökülür budaklarım.

Her eylül sabahında, yarımdan kopar yarım
Yaralı bir kuş gelir, yaralarıma konar
Kan ter içinde kalır, sinemdeki bu zarım
Çaresiz yanaklarım, işte bu yüzden kanar

Kuş giderken ardından, eyvahları dökülür
Yeşilim matem tutar, kızıla döner rengi
İntizar baltasıyla, damarlarım sökülür
Ve başlar yaprakların, hazan okuyla cengi

Ne beni duyan olur, ne rengimi özleyen
Demir örsün altında, dağılır vuslat çarkı
Kulaklarıma çarpar, ümidimi közleyen
"Bu son fasıl ey ömrüm", diyen o eski şarkı

Gözlerim bilinmezin, tak tak ayak sesinde
Ateş yanar su kanar, korkunun ahenginde
Kim beni saklayacak ve hangi kafesinde
Aradım bir eşi yok, bu çilenin denginde

Akrep ve yelkovanda, asılı kaldı sancı
Hasret doruklarında, kimsesiz üşüyorum
Hayalimi götürdü, felek adlı o hancı
Hançeremden fışkıran, feryada düşüyorum

Mezarcı bir mezar kaz, içi derince olsun
Kefenimin içine, sımsıkı bürüneyim
İçinde biraz vefa, kabrim serince olsun
Hicrane'ce oradan, vuslata sürüneyim


Müsade Özdemir
( Düş Köprüsü başlıklı yazı musade-ozdem tarafından 11/14/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu