Deniz dalgarıyla kara ve gönül yüküyle giymiş siyahlarını.
Kuşlar bile sıkılmış olmalı hayattan ki engin dalgalara atıp duruyor kendilerini.
Güneş ise erkenden saklandı dağların ardına,mevsime ihanet etmezcesine.
Sormak lazım cümle aleme.Şu denize baksana ne kadar da büyük ve derin.
Acaba neler saklıyor bizden derinliklerinde.Ağlıyor mu yoksa gülüyor mu?
Her deniz yolculuğumda işte bu sorularla savaşıyorum ben.Elimde bir kalem , kağıt ve
karşımda sonsuz mavi.Sordukça,savaştıkça kendimi tanıyorum adeta.
Ne kadar da çok şey saklıyormuşum meğer?Bir denizden çok daha derinmişim.Yıllar
yılı kovaladıkça, bir gece kalemimden ansızın ,öyle şeyler akıyor ki.Kimi zaman korkuyorum
dipte kalmaktan , karanlık ürkütüyor beni, kimi zaman da iğreniyorum yüzeyden ve kaçıyorum derinliklerime.
Yaş 18. Bu yılların bir daha yaşanamayacak mutluluklardan , acıdan , kederden ve anlaşılamaz duygulardan
oluştuğunu öğrendim.En acısı yüzleşmekti hayatla. İçimde hep yaşayacak o küçük kız çocuğu, sevgiler sürdürmeye gelmişim sandı.İlgiler...Yalanlı , alçak kara bir dağ geldi üzerine .Ezildi , İtildi.Ve gün yüzüne beni karşılıksız seven bir şey ile çıktım ben.Yazmak...Kalp atışlarım ne zaman , çalan müziğin ritmini bozsa,gözyaşlarım ne zaman yanaklarımı ıslatsa, ne zaman
pencere kenarlarında kaybettiğim nefesimi arasam , yazmak bir liman oldu benim için.Sığındım ben de ona. Deftelerimde yaşadım,yaşayamadığım anlatamadığım o hayatı.Ve kendi karakterlerimi , sokaktakilerden daha çok sevdim.Anladım ki çare değilmiş ağızdan çıkıp gitmesine izin vermek dertlerin ...Çare değilmiş izin vermek dokunmalarına çıkmaz sokaklarımın.Tüm çareler insanın kendindeymiş.Gecenin bir yarısı , bir mum ışığında , elimde defterim ve kalemimle başbaşa kaldığımda
farkına vardım ,hayatı anlamlı kılan huzuru yakalamakmış.Benim yalan dünyada huzurum , kalemimdir,satırlarımdır.
Mirasımsa yıllarla kutsallaşıp en değerli bilgi olacak tecrübem.Zira tecrübelerim hep yapraklarda , kalacak.
Anlatacak çok şey var susmak gerek bazen.Birini anlatsam diğeri yarım kalacak.Ancak duyabilir satırlar sustuklarımı.
En derin düşünceler başını yastığa koyduğunda başlarmış.Hem kusursuzca tasarlanmış kaçış yolunun ziyaretime ihtiyacı var.
Derinliklere inmeye ve biraz da kaçmaya ihtiyacım var.
Gecenin gizemli sessizliğinde , huzur , sevgi ve şefkat dolu geceler...
,
(
Gecenin Sessizliğine Veda Ederken başlıklı yazı
Kankurt tarafından
7.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.