Ya; senin için ölürsem?
Yine benimle misin?
Yar desen
En ilkel tarihi olacak bu insanlığımın
Vazgeçecek mağara duvarları benden
Bütün geçmişim dudak kıvrımlarında müsvedde
III..
Benden gidişin
Seni bekleyişim
Ve hiç gelmeyecek oluşun arasında bir yerlerdeyim
Rutubeti seven insanlarla yan yana
Cam kenarlarında bekliyoruz huzuru
Eriyeceğini bildiğimiz bir kalbi
Buğulu bir tuvale resmediyoruz
Damla damla
Sahi,insan neden gider?
IV.
Kör bir bıçakla çizdin aynadaki yüzümün yarsını
Yara'da ki o eski tadı aradım
Kan'daki saflığı
Annem'in acısını...
Babamın öfkesini...
Gözlerimi hiç şımartmadım ben
Vicdanımı hiç rahatlatmadım
Senden sonra
Ne kalemler eskidi avuçlarımda
Bir cümle olabilmek uğruna
V.
Bir yolculuğun başlangıcında yer kapmak için hiç uğraşmadım
Benim hesaplamalarım yol ve duraklar üzerineydi hep
Nasıl olsa kimse sevdiğine yer vermez!
Ya saygıyı hakedecek kadar yaşlanmalı insan
Ya da umut vadedecek kadar genç kalmalı
İki kişinin aynı rüyayı görmesi; mucize
İki kişinin aynı düşü kurması; imkânsızlık
İki kişinin aynı anda ağlaması; çaresizlik
Benim ise senden önce ölecek oluşum sadece bir tesadüf !
VI.
Beddua karşılığı yüzüne atılan meteliklerle karnını doyuruyor şehir!
Git gide güzelleşiyor çöplükler...
Ağlayarak ölmek, yasadışı!
Umutsuzluğun batıl inanç sayıldığı çaresizliğin tam ortası
Al işte, hürriyet bedava!
VII.
Patlamaya çalışan tomurcuk tek teselli
Toprakta çürüyen gökyüzü
Bulutlarda eskiyen yağmur...
Doğup
Yaşayıp
Öldüğümüz hayat cığlıklardan ibaret değil mi?
Bir sükunet, köprüaltı çocuklarda
İllegal bir ah!