yıkıntılar içinde dipdiri duran mavi tenli şifazen
lacivert kelebekler kurutursun ay ışığında
yalnızlık ve fırtına kokuyorsun
orda dur bir aşk yontusu
üveyik’leri öpelim dilinden sessizce
kırık bir karanfil yolla eşgalsiz sabahların turuncusuna
bak ellerini kaldırdı şehir
birazdan teslim olur liman
denizler dökülür şişelere
tut ellerimden
bir ateş yakalım mayın parkına
seyir defterine not düşelim "maviyorum"
turab’a batıralım ayak parmaklarımızı
elbisesiyle gömelim bu kez uzakları
dökül-me dudağımdan çukurlarıma
soğuk yalnızlıklara inat
notre dame katedrali’nin anarkia duvarını yıkalım
sarışın zenciler şahit olsun
ellerimden tut
alaturka bir caz söylesin sokak şarkıcısı
anonim olsun kavuşmalar ama bir tek senle
ıtır koksun güfteler her şarkıda
sessizliğin bestesini yapsın ölgünlük
gayr kapılar açılsın dünyadan çıkalım
tutama ve düşür beni şifana
sözü olmayan şiirler yazalım
düzenli olarak aşk cenazesine katılalım
çizmeleri çalınan kedilere gülelim
rapunzel’in saçlarına tutunanları kovalayalım
pinokyo ile evlenen polyanna’yı teselli edelim
beni tut
kurumuş ekmek gibi dudaklarında diş izleri şifazen
bubi tuzağı kuralım antik takvimlere
ıslak şiirleri asalım balkonlara
köşe başında düşen ellerimizi toplayalım
sıcak çikolata seansları yapalım battaniye şehrinde
çilek koksun çarşaflar
su lekesi olsun penceremiz
uzakları yollara gömelim
tut beni beni tut.
...