Eril bir semazenim sana dönmekte herşey
Vuslatının hatrına ummanı yırtmaktayım
Şimdi son fasıl için üflenmekte garip ney
Her nefeste yok olup her seste artmaktayım

Gece ki karanlığın içinde bin surat var
En yılgın uykularda büyüyen kabuslara
Ve sabaha uzanan her an’da bir sırat var
Şimdi beni imkansız istikbâllerde ara

Ne zaman gözlerimi kapatsam bir uzağa
Hayalimin yurduna akbabalar üşüşür
Ve ne zaman ışığı resmeylesen bir dağa
Karanlığın koynunda sıcacık bir düş üşür

Anlamak bir başına kalmakmış yalan ile
Meğer hiç açmamışlar gelincik çiçekleri
Anlamak bir serçeyi dost bilip yılan ile
Ölürken izlemekmiş mutsuz kelebekleri

Ben tövbe kapısın o yüszüs fukarası
En çılgın ateşlerde yakılası adamım
Ben ki ilmin sefili imanın yüz karası
Üzerine asuman yıkılası adamım

Sendedir anahtarı en derin uykuların
Hasret ile beklenen arzu sabah sendedir
Gözlerin perdesidir en mahrem duyguların
Ruhumun sakladığı bitmez eyvah sendedir

Düne eyvah etmekle tükeniyor her günüm
Umutlar tükendikçe ben de tükeniyorum
Ne zaman son bulacak hasretine sürgünüm
Yetiş bu son haykırış bu son fasıl diyorum.


Faruk ATLİ.

( En Uzağa başlıklı yazı Faruk ATLI tarafından 19.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.