Eski topraklardan öğrendik yokluğu, hüzünlü yüzleriyle anlatırlardı bir bir ama utanmazlardı.Yoklukta verdikleri mücadeleyi anlatırlardı göğsünü gere gere.Yokluk ayıp değildi.Umutları tarlalarına ektikleri ekinlerdi kimi zaman, kimi zaman kuru bir ekmekti.
Gurbetten dönen oğluyla hasbihal eden bir amca görmüştüm.Çileli yüzünde korku vardı ve heyecanlıydı.
-Hoşgeldun uşağum nasisun?
-Ne ettun gurbet elde anlat bakayum...
Anlattı bir bir gurbet anılarını ve sizler nasılsınız diye sordu amcaya.Heyecanla anlatmaya başladı yaşlı amca.
-"Sorma uşağum" dedi.
-Pu sene oyle kitluk oldi oyle kitluk oldi ki az kaldi boğda ekmeğu yiyeceduk.
Buğday ekmeği yemek zorunda kalacaklarmış.Zorda kalınca yiyorlarmış demek ki buğday ekmeğini onlar mısır ekmeği yiyorlarmış.Şimdi bizim kuşağa bakıyorum da mısır ekmeğini yiyen çok az insan vardır diye düşünüyorum.Şimdi biz buğday ekmeği yiyoruz düşünüyorum yokluktan mı diye.Sanırım yokluktan yiyoruz.Mısır ekmeğine hasret damaklar bizdeki.Onlar bu tadı almışlardı.
Tarlamıza ektiğimiz domates biber salatalık aklıma geldi çocukluğumdaki.Öyle lezzetliydiler ki tadına doyamazdık.Evde sabah kahvaltısını yaptıysak ondan sonrası kolaydı.Evden bir dilim ekmek biraz tuz alır bahçede alırdık soluğu.Dalından koparır ısıra ısıra yerdik domatesi biberi.Öğle ve akşam yemekleri oyunlarımızı bölmezdi.Karnımız doyardı, damağımız da doyardı tada.
O lezzeti arıyor şimdilerde damağım.Sebzelere bakıyorum hepsinin şekli aynı kalıptan çıkmış gibi.Isırınca aynı tadı bulmak çok zor artık.
Asıl hazin olan konu tarım ülkesinde yaşıyoruz.Tarıma elverişli topraklarımız var fakat ürün yetiştirmek için dışarıdan tohum alıyoruz.Daha da ilginci dünyada tarıma en elverişsiz toprakları olan israilden.Üstelik aldığımız tohum gelecek sene bitmiyor.Kendi tohumumuzu yetiştiremiyoruz.

Hayvancılık varmış eskiden.Yeni nesil gübresinin kokusundan rahatsız olsa da bu güne o hayvanlar sayesinde erişmiş.Sütü doğal, yoğurdu ayranı doğal.Bizim önümüzde çeşitli katkı maddeleriyle yapılan ürünler mevcut.Kurban bayramlarına artık anguslarla giriyoruz koskoca hayvancılık ülkesinde.

Fabrikalar yokmuş herkes ektiğini biçer yermiş eskiden.Rızk kavgasına tutuşmamışlar hiçbir zaman çalışmış yemişler.Patronları emekleriymiş çalışırsalar aç kalmaz emir verenleri de olmazmış.Şimdi bakıyorum da özel sektörde ve kamu sektöründe insanlar dalkavukluk yarışına girmiş.Beraber çalıştığı arkadaşının hatasını kollayan mı ararsın gammazlayan mı.Bazen gözünün içine baka baka dost gibi görünüp kuyunu kazanlara rastlarız.Dostluk da eskidenmiş.Birbirleriyle kardeşçe yaşayarak tüketmişler ömürlerini.Aç kalanla ekmeğini bölüşüp aç kaldığında ekmeği ayağına gelmiş.

Eskiden geçim zorluğu denilen şey İşlerinin yoğunluğundan başka bir şey değildi.Şimdilerde asgari ücrete muhtaç edilmek insanlar parasına para katmak isteyen patronların elinde köle gibi çalıştırılıyorlar.Bunun adı ekmek kavgası oluyor.Hak edene kimi yerde hakkı verilmiyor kimi yerde gasp ediliyor.Eski toprak dediklerimizin bilgi birikimi neden bizden daha fazla olduğu sorusunu kolayca çözebiliyorum.Geçim derdiyle ay sonunu nasıl geçireceğim diye düşünen bizler, geçim derdi olmayıp kimi zaman memleketini kimi zaman yaşanılabilir bir dünyayı nasıl oluşturabiliriz diye düşünen eskiler.Onlar düşünebiliyorlardı ya biz...

Ben eski arabaları çok severim.Arkadaşlarım son model arabalara binerken benimle dalga geçmeden duramazlardı.Oysa Eskiden hırsızlık yoktu.1979 model ford taunusum vardı kaputunun üstüne çıkar horon oynardım.Eğilmezdi.
Şimdiki arabalara bakıyorum da teknoloji aldı başını gitti ama şaseden çalıyorlar sacdan çalıyorlar elimizle dokununca eziliyor kaportaları.

Daha bir çok konu var aslında irdeleyecek.Düşünmek dedik ya Düşünebildiğimiz zaman göreceğiz herşeyi.O zaman göreceğiz ne kadar fakir bir dünyada ne kadar fakirce yaşadığımızı.Zengin dünyanın fakir nesliyiz bizler.Dünyayı fakirleştiren de fakir fikirliler...

Dedim ya ne varsa eskide varmış...






( Ne Varsa Eskide Varmış başlıklı yazı Seyit OSMAN tarafından 27.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.