VIII
…
“Nasıl ki kadın, yabancı bir
erkeği kendisine yakınlaştırır, nesli çoğaltarak iki aileyi sıhriyet yoluyla birbirine
bağlar. Erkeğinin arkasında bir koruyucu, bir moral verici, bir teselli edici
bir melek olarak bulunurlar.”
“Siz bunu yapabildiniz mi? Eminim ki
yapamadınız. Çünkü O inanç ve o şuurla yetiştirilmediniz. Hayatı, hayatın
gerekliliklerini ve gerçeklerini bilmiyorsunuz. Bilen ve yaşayan birileri ile
de karşılaşmadınız.”
“Hele Türk kadınlarının
okumadığı gibi siz de okumuyorsunuz. Araştırmıyorsunuz. Bilmeyen yaşayamaz,
yaşamayan idrak edemez.”
“Erkek bu sevgi ve şefkat
ortamının sağladığı güven ve güçle genellikle de başarılı olur. Yuvayı kuran
her ne kadar erkek ise de, koruyan ve ayakta tutan da kadındır. “
“Sevgi ve şefkatli böylesi bir
kadının desteğinden mahrum erkekler daima yarım ve noksandır. Kadın olmadan,
erkek huzur ve sükûn bulmaz. Erkeğin kadına ilgisinde asalet ve ilahi muhabbet
vardır.”
“Allah’ın yüce nebisi bir hadisi
şerifinde: “Kim evlenirse, dininin yarısını elde etmiştir” der. Nikâh,
kadın-erkek arasında bir alı-veriş, değiş-tokuş değil, ibadet özelliği olan bir
antlaşmadır.”
“İslam’ın kadına bakışı çok
yücedir. Kadının onurunda Allah’ın hakkı vardır. Kadının hürmetini,
mahremliğini ve saygınlığını çiğnemek hiçbir kimseye yaraşmaz.”
“Bir kimse bir kadının
haysiyetine, namusuna saldırsa hadde tabi olmalıdır.”
“Ne kocasının rızası, ne de
kadının hoşnutluğu zaninin had cezasını kaldıramaz. Onun namusu üzerinde
Allah’ın hakkı vardır. Namus mal gibi değildir. Bir kimse mal çalsa, malı
çalınan affetse cezası kalkar. Kadının namusu böyle değildir.”
“Senin bey de bu sıcaklığı ve bu
huzuru hazır olarak zahmetsiz ve meşakkatsiz olarak aradı ve bulamadı.
Bulamazdı. Kendi feragat ve emeği asla olmadı.”
“En çorak tarlalar bile
sürülerek zamanla, nasıl yemyeşil bir vahaya dönüşürse kendini ve sizi ve
kendini eğitebilirdi. Ama o kendini evden uzaklaştırdı. Bir bakıma evden,
senden, çocuklarından ve kendi sorumluluklarından kaçtı.”
“Sevgililerin sevgilisi der ki “
Bir kadın dört şey için nikâh edilir. Zenginliği, soyu-sopu, güzelliği, dini ve ahlakı için.“
“Bildiğim kadarıyla o, evliliği
batıya kaçışa vasıta olarak gördü. Sürünmesi ve perişan olması mukadderdi de
sizleri de birlikte perişan etmesi ise ne acıdır.”
“Bu mektubumda kendinizi
anlayabilmeniz için kadın cephesini yazdım. Kendini bilen Rabbini bilir.
Rabbini bilirsen ne yapacağını daha iyi bilirsin.”
“Bir horoz bir yem bulsa tavukları çağırır
ve onlara ikram eder. Bu onun izzetindendir. Tavuklar ise kendileri aç da
olsalar bu yemi yavrularına verirler. Bu da onların şefkatindendir.”
“Şimdiki erkekler kadınların
geçimini üstlenmiyorlar çünkü izzetlerini yitirdiler. Kadınlar ellerindekileri
yavrularına veriyorlar yani şefkatlerini sürdürüyorlar. Bu sebeple dine ve
inanca daha yatkındırlar.”
“İslam’a zarar vermek isteyenler
önce kadını bozmayı, onun his ve hevesleri ile oynadılar. Aileyi koruyan ve
ayakta tutan inançlı kadın bozulmadan aile yıkılmayacağını biliyorlardı.”
“Müslüman kadının kalesi ve
sığınağı durumunda olan yuvasından dışarı çıkarılmış, koruma vasıtalarından
yoksun bırakılarak rezil bir meta haline dönüştürülmüştür.”
“Şimdi o, beş paralık dünya
çıkarları için alınıp satılan, istendiğinde atılan bir zevk oyuncağı ve reklâm
arcıdır. Kadın, kötü niyetli, maddeci ve zevkçi, erkeklerin istismarları,
hileleri ve sahtekârlıkları sonucu yuva huzurundan, evlat zevkinden, koca
sevgisinden ve mutluluğundan edilmiştir.”
“Mutsuz kadın mutluluk aracı
olarak görülebilir mi? Yaratılış gayesinden saptırılan ve mutsuz edilen kadın,
her şeyden önce kendi mutluluğuna kıyanları mutsuz etmiş ve etmeye de devam
etmektedir.”
“Gelip geçici ve acılar bırakıcı
bir hayvani zevk uğruna kadına kıyılmıştır, dolayısı ile de bütün insanlığın
mutluluğuna kıyılmıştır. Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir,
aslında göz ise maneviyatta kördür.”
…
Erdemli 270702
... devamı var...