Gerçek denen yalanı dört ucundan yak gitsin
Mahşere bırakmadan hepsi kül olup bitsin
Ele ait bu çöpler kara delikte yitsin
Avrupa’dan Asya’ya kendi rüyanla uyan.
Zorlanarak giydiğin pembe kalıbından bık
Mazinde saf sata yok çirkin tabuları yık
Bahçede gezer gibi sonra Everest’e çık
Tufan bile bozamaz çünkü sağlamdır mayan.
Huyları göz dikerler üstündeki pırtına
Sabit kal koparamaz güçlü esse fırtına
Ne maksatla olursa bindirme ha sırtına
Ceddimizi öldüren babanı bunlar soyan.
Karanlıkta gererse çakalın uluması
Dağıtır tızan tızan aslanın soluması
Başımızda her daim Allah’ın koruması
Millet gönlünde büyür taş üstüne taş koyan.
Vatanda hep kardeşiz kovala bu boş kini
Tarihte gafletler çok unutma asla çini
Pişmanlık duyduğunda kucaklar İslam dini
Bas topukla beline ezilsin yılan çiyan.
Zamanın körlüğünde yıkıldı hep direkler
Morg ve mezarlık dolmuş kan ağlıyor yürekler
Gece gündüz ağaçta şu akbabalar bekler
Hatır gönül mahzende bunlardan olmaz sayan.
Bu sabit fikrimizden bir an için geçelim
Yavrumuz var diyerek hakikati seçelim
Ülke geleceğinde birliğe ant içelim
Kütük bile canlanır yeşerir tam kuruyan.
25.08.2013
Ahmet Çelik
Ceyhan