Sen
Kıraç topraklarda cömertçe terini ıslatan yılmaz rençperin
Dudağında yankılanan nedim bir türküsün
Irmaklarında uslu uslu süzülen sevgiyle bezenmiş göğsün
Bense
Pencere pervazlarına parmaklarımı sıkıştırıp
Sokağı gözlüyorum, kafeste kuş misali
Ayyaş kaldırım taşlarında çiçek bitince
Önünde korku tufanıyla yetişir barış
Dudağında o bilindik ıslık
Nebiha yüreklerde baharlanınca kelebekler
Çapulcu direnişlerde kanatılırdı kanatları
’Kızınca çok güzelleşiyorsun gözüm’
Bakışlarında minyatür japon çiçeği kokusu
Bütün tabiatımı sardın güzelim
Sensiz nefessizim
Arı (bir) kan şair şimoli caddesinden oluk oluk akıyor
Yüreğimin çorak topraklarına doğru
Öykü satıcısı kızın elleri üşüyor bak
Göğsümün kafesinde ak gerdanlı güvercinler
Fe(y)zaya ulaşmadan al aşağı ediliyor
Sinsi bir rüzgar karaşahin bakışlarıyla beni kesiyor
Meydanlarda coplanıyor düşüncem her gün
Bil/sen
Bugün üzerime yüklenmiş bütün yüklere inat
İştahla seviyorum seni
Çünkü!
D’evrimdir kanatılmış göğsümde barış çığlığı ismin
Diyorsun ki
İnsan kendinden ne kadar uzaklaşabilir
Sana yol aldıkça kendimden uzaklaşıyorum işte
Ah bilmezsin
Ahraz bir seyyahım yolum aşk’a
Gül tepelerde gök kuşağını kovalıyorum her gün
Kimi zaman çağlayan ırmak gibi
Kimi zaman hırçın bir rüzgar gibi
Aç ellerini
Aç yüreğinin kilidini
Sevdanın pınarında aşka doyalım
Yokluğunda
Dudağımdaki turuncu ıslığı çalıyor rüzgarını kaybetmiş mevsimler
Kök salıyorum isyana
Yağmurun kokusu gecenin lacivert tenini yırtıp düşüyor yerlere
Ayyaş kaldırım taşlarında ölümün sesi yankılanıyor
Bilemezsin!
Kör bıçak misali dayanmış boğazıma hasret
Öldürmez
Kanatır usul usul
Ahraz
Yorum; Mine Gültepe