Online Üye
Online Ziyaretçi
MUSTAFA SARI HOCAM SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİZ
Değerli kardeşim Mustafa Sarı hocayı kaybettik. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. “Her nefis ölümü tadacaktır” emri mucibince o sırasını savdı.
Mustafa Sarı hocayı Balıkesir halkının kahir ekseriyeti iyi tanır. Sarı hoca çok iyi bir hatip, araştırmacı, bilim ve gönül adamıydı. Devamlı bilmediğinin peşinden koşan, araştıran, öğrenen, öğrendiklerini de hiç esirgemeden diğer insanlara ulaştırmaya çalışan fedakâr, çalışkan, yazar ve düşünce adamıydı.
Kendisiyle 1990 yılında tanışmıştım. Tanışmamız şöyle olmuştu. Bir sürücü kursunda motor öğretmenliği yapıyordum. Kendisi de motosiklet ehliyeti için fark derslerine giriyormuş. Bir gün tam derse gireceğim sınıf önünde birisinin beklediğini gördüm. Yanına varır varmaz selam verdi. “Hocam sizinle görüşmek istiyorum” dedi. Kendisini tanımıyordum. Bende buyurun dedim. Kendisini tanıttı. Tanıttıktan sonra dedi ki; “Ben sizin motor derslerine izniniz olursa girip dinlemek istiyorum. Girebilir miyim?” dedi. Bende ne demek buyurun dedim. Baktım sınıfta boş sandalye yoktu. Hemen bir sandalye bulup sınıfa getirdim. Buyurun hocam oturun. İsterseniz bütün derslerime girebilirsiniz dedim. Çok memnun oldu. Kendisine gerekmediği halde dönem boyunca bütün derslerimi takip etti. Motorla ilgili kimsenin aklına gelmeyen sorular sorardı. Meraklıydı. Bu zaman zarfında kendisini yakından tanıma fırsatı buldum. Dolu dolu bir insandı. Samimiydi, vefalıydı, kadirşinastı, idealisti.
Her karşılaştığımızda kendisine latife olsun diye hocandan kaçışın yok sayın hocam derdim. Kendisi de o kendine has tatlı gülümsemesiyle gülümser, hocalarımızın başımız üstünde yeri var derdi.
Hangi konudan bahsedilse Mustafa sarı hocanın bir söyleyeceği vardı. Hem de öyle kulaktan dolma, gazete haberlerinden oluşan yüzeysel bilgiler değil, işin bilimsel temeliyle birlikte anlatırdı. Kendisi iyi bir dost iyi bir yol arkadaşıydı.
Kendisiyle yaklaşık yirmi üç yıldan beri tanışır, görüşür çeşitli konularda sohbetler yapardık. Zaman zaman Gülistan adını verdiği Yıldırım(Eski Camii) camisinin bahçesinde hoş sohbetlere dalardık. Çay simit ikram ederdi.
Mustafa Sarı hoca Yazar ve düşünürdü. Birçok basın ve yayın organında yazılar yazmış, söyleşiler vermişti. Balıkesir yazar ve Şairler Derneği (Bayşad) üyesiydi. Bu vesileyle her hafta Salı sohbetlerinde bir araya gelir hoş ve güzel saatler geçirirdik.
Kendisiyle 2011 ve 2012 yıllarının aralık aylarında Bayşad’ın öncülüğünde yapılan Balıkesir’in kahraman ve âlim evladı, aydın, yazar ve manevi komutanı Hasan Basri Çanta’yı anma ayı dolayısıyla Balıkesir merkez ve birçok ilçesine konferanslar vermek üzere gittik. Gidiş ve gelişlerde o yolculukların nasıl geçtiğinin farkına bile varmazdık. Çünkü onun hoş sohbetleri bizi mest eder yolculuğun nasıl geçtiğini anlamazdık.
2012 yılının aralık ayında konferans için Kepsut, Dursunbey, Edremit, Savaştepe’ye beraber yolculuk yaptık. Konferans ekibinden Bayşad başkanı Sayın Mustafa kuvancı, Yusuf Akgül ve Gökmen Karadağ ile beraber yolculuk yaparken 2013 yılının aralık ayında yapacağımız Hasan Basri Çantay konferansları konusunda plan ve projeleri konuştuk. Etkinlikleri daha güzel hale nasıl getirebiliriz diye bir yıl öncesinden düşünmeye, projeler hazırlamaya yönelik fikir alış verişlerinde bulunmuştuk.
Ne yazık ki o projeleri uygulama safhasına ulaşamadan beklemediğimiz bir anda kendisini kaybettik. Sarı hocanın yerinin doldurulması pek kolay değil. O geniş ufuklu, çok yönlü, çağımızı iyi değerlendiren ve yorumlayabilen, Kur’an ehli ve hizmetkârı, birkaç tane yabancı dil bilen, hoş görülü, azimli, kararlı bir kardeşimizdi.
Ömrümüz olursa 2013 yılının aralık ayındaki geleneksel hale gelen Hasan Basri Çantay’ı anma konferanslarını gönül ve bilim adamı olan Sarı hocasız vereceğiz ne yazık ki. Onun yokluğunu her dem hissedeceğiz. Onu çok mu çok özleyeceğiz.
Evet, Balıkesir’in yakından tanıdığı Mustafa Sarı hocası beklenmedik bir anda sürpriz yaparak hakka yürüdü.
Kendisine Allahtan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun
Yazımızı Şair Yaşar Kutlu’nun Mustafa Sarı hoca ile ilgili yazmış olduğu “ABİM” adlı şiirinden bir alıntı yaparak bitirelim.
ABİM
Gülistanda bir gül soldu dediler
Sanki beni can evimden vurdular
…
Gülistana baktım mahzundu sensiz
Erken gittin be Abim habersiz.