-Nen var? dedi adamına kadın

-Ağrım var. dedi adam kadınına.

-Neren ağrıyor ki?

Sol yanını göstererek. “Tam şurası.” dedi adam.

-Neden bu ağrı? dedi kadın.

-Senden! dedi adam.

Ah be gülüm vakti geldiğinde solmaz mısın? Kuruyup un ufak olmaz mısın? Hep ter u taze mi kalacağını zannederdin? Baharın yaza, yazın hazana, hazanın kışa döneceğini bilirsin de; çocukluğun gençliğe, gençliğin orta yaşlılığa, orta yaşlılığın da yaşlılığa döneceğini niye düşünmezsin?

Aşkın başlayacağını anlarsın da biteceğini niye anlamazsın? Senle başlayan bir hikâyenin senle biteceğini de bilmen gerek. Fuzuli gibi dermanın sana dert olacağını şifanın sana hastalık olacağını bilmez misin? Mecnun gibi iyileşmen için dua etmen gerektiğinde derdinin daha da artması için dua etmen gerektiğini okumaz mısın?

Neye niyet edersen ona kısmet olursun. Yani ne düşünürsen o gelir başına. Ne hayal edersen onun gelir karşına.

Aşkı zikredip fikredersen sen âşıksın.

Ticareti zikredip fikredersen sen tacirsin.

Cinayeti zikredip fikredersen sen katilsin.

Şu an seni konuşup düşünüyorum. Dolayısıyla baştan ayağa senim.

 

Her şeyin bitimi var, yitimi. Yokluğunun da bir ritmi var.

Gençliğin sende baki kalacağını mı düşündün?

Sevmelerinin sonsuza değin süreceğini mi akıl ettin?

Be hey gafil!

Sevilmelerinin ebedi olduğunu mu hayal ettin?

Ah be şaşkın!

Sonsuza değin sürecek olan bir mutluluğa şahit olanınız var mı bu âlemde? Cennet yahut cehenneme değin el ele kol kola gidecek gönüllerden mi bellediniz aşkınızı?

Gülerim yoksa bu halinize!

-Nen var? dedi adamına kadın.

-Kalbim var. dedi adam kadına.

-İyi de o-kalp dediğin- herkeste var. dedi kadın.

-Gerçek şu ki herkeste ve her kalpte sen yoksun ama! dedi adam.

Aşk gelip geçer, isteğim o ki güzel geçsin hakkıyla geçsin. Üç günlük dünya gözyaşına boğulmaya değmez, kalbi kırmaya, gönlü itmeye, canı terk etmeye, sevgiliyi aldatmaya, güzeli ağlatmaya değmez.

Âlemin tek gerçeği senin aşkın mı?

Tek güzellik senin güzelliğin mi?

-Nen var? dedi adamına kadın.

-Hastayım, dedi adam

-Ne hastası? dedi kadın.

Adam: “Sen hastası” dedi.

Doktor bana acil bir sen ver, yoksa ölümüm kalpten olacak! Damardan zerk et ki direkt tesir etsin canıma, işlesin kanıma.

O yâr bilmez dert olduğunu! Nasıl illet olduğunu görmez. Cana nasıl eziyet verdiğini idrak etmez.

O yâr kördür mecazen doktor, görmez zulmünü.

Beni dinle doktor!

“Şöyle ağırından, dozu yüksek, tesiri oldukça fazla, yan etkisi sıfır sen versene bana.

Aşk karnına içeyim onu.

Bir âşık olsun günde.

Şifa olsun sevgili canıma.”

 

 

( Hasta başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 22.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu