İnsanlar tatil yapmadan
daha verimli çalışamazlar. Vücut bir gün iflas eder ve beyin iyi düşünemez hale
gelebilir. Sizi son zamanlarda her ne kadar bir psikolog kadar anlamasam da
yorgun, çok stresli ve gergin görüyorum. Bu da partinizin grup toplantısında,
mitinglerde veya medya karşısındaki konuşmalarınıza olumsuz yansıdığını
görüyorum.
Sizin imkânlarınız çok,
biliyorum yaptığınız görev itibariyle
ülke ve dünya sorunları da insana dinlenme fırsatı vermez ancak kısa bir zaman
için de olsa küçük bir tatil kaçamağı yapmanız hem kendi sağlığınız, hem de
milletimiz için daha faydalı olacaktır.
Örneğin neler
yapabilirsiniz?
Önce korumalarınızı bir
kenara bırakarak insan kalabalığından belli bir süre uzaklaşın. Kendi
yalnızlığınızla baş başa kalın. Biliyorsunuz memleketiniz Karadeniz’in
yeşilliği bol ve doğa harikası. Orada bir dağa çıkın, uçsuz bucaksız
güzellikler içinde çiçek toplayın, böceklerin yaşama sarılışlarını inceleyin. Yorulduğunuzda
bir ağacın gölgesinde soluklanın ve kuşların cıvıltısını gözleriniz kapalı
dinleyin.
Yol üstünde bir köyün
tabelasını mutlaka görürsünüz, ‘ya şundadır ya bunda’ diyerek birini seçip
adımlarınızı köye yönlendirin ve bir tarlaya girin. Köylülerin alın teri ile
çalışmalarını izleyin. Hatta sizde kollarınızı sıvayarak onlarla kazma kürek
çalışın ve biriken toksinlerinizi atın. Ve yorulduğunuzda bir kenara çekilip, kana
kana buz gibi bir ayran içip, yufka dürümün arasındaki katığın tadına varın.
Karnınız doyduysa
adımlarınızı köyün içine yönlendirip kahvede oturanlarla sohbet edin, siyasetten
biraz uzaklaşmak için başka konular konuşun, birbirinize fıkra anlatıp,
gülümseyen yüzleri seyredin. Köylülere sorun bir dere kenarında ayaklarınızı
suların içine sokup yalnızlıkla baş başa kalacağınızı, söyleyin. Onlar size
mutlaka küçük bir dere kenarı tavsiye edecektir. Gidin oraya oturun dere
kenarının yeşilliğine, hatta uzanın geriye ve gökyüzüne bakıp ağaçların
arasından süzülen güneşin ve aydınlığın keyfine varın. Kulaklarınız suların
akışında olsun…
Asgari ücretliler
borçlu memur ve işçilerimiz ile emekli insanlarımız bir de doğalgaz, elektrik,
su, telefon vs faturaları, banka borçları ve geçim şartları derken pek
yapamadığı tatili siz iyi imkânlarınızla yapabilirsiniz.
Dağ turizminden
hoşlanmadıysanız, deniz kenarına gidebilirsiniz. Gerçi muhafazakâr olarak bunu
benimsemeyebilirsiniz ancak bakir deniz kenarlarımız da var. Kimsenin olmadığı bir ortamda denizin uçsuz
bucaksız sonsuzluğunu ve güneşin batışını keyifle izleyebilirsiniz.
Bol bol yüzün,
Gün batımında oturun
sahile küçük taşları alıp, denize atın,
Bir köşeye çekilip
kitap okuyun,
Veya oltanızı alın, takın kulaklığınızı ve klasik müzik eşliğinde balıkların
gelişini bekleyin,
Akşam yemeğinden sonra
bir eğlence yeri seçin kendinize, illa batı müziği olmasına gerek yok, mutlaka
milli oyun havalarımızın olduğu mekân bulabilirsiniz. Doyasıya oynayın ve vücudunuzun
stresten biriken kurtlarını yerlere atıp, rahatlayın… Gecenin ilerleyen saatlerinde
gençlerin olduğu sahile gidin… Onların gitar eşliğindeki şarkılarını dinleyip
keyiflenin. Şakalaşın, oyunlar oynayın, sabahlara kadar sohbet edin. Bakın nasıl rahatlayacak ve o gençleri nasıl
anlayacaksınız.
Bunları yaparsanız,
vücudunuz size teşekkür edip, daha iyi kararlar vermenizi ve yüzünüzün
hatiplikte halka karşı biraz gülümsemenizi sağlayacaktır.
Dinlenmek şart
Başbakanım, Şart!
Sevgilerimle,
Ertuğrul Erdoğan
Haziran 2013/Bursa