Güneş ayrı bir şevkle vurur fırçasını yeşile.
Çay ayrı bir zevkle gerinir fırça darbeleriyle.
Vuslat özlemiyle tutuşur çaydaki usare.
Dem gelir çay ince bellide rengiyle gelir dile.

Huzuru bereketi derler özüne güneşten çay.
Seyreder bu mest eden tabloyu kâşanesinden ay.
Çayı sunarken zarafetle kirpiği ok, kaşı yay.
Asil ceren,mesrur gönül;mihnet belasına hay hay.

Yeşil renk aşkla şevkle siyaha dönerken fırında.
Lâl rengi de keskin bir kılıç gibi uyur kınında.
Değince suyun ateşli dudakları billûr aha.
Ayrı bir hazdır duyulan billûr güzelin ahında.
Bir peri suret belirir tebessümle bardağında.

Çay bahçesinden gönlümüze uzanan sihirli el.
Bu efsunlu saltanat için,el eder bize der gel.
Bu davete ta gönülden icabet gereklidir.
Çünkü bekletilmez cam kâşaneden göz süzen güzel.

Büyülü som siyahın lâla tebdilidir bu tablo.
Keskin bir ahın ince bellide dirilişidir o.
Nicedir dilberler bu muaşakayı kıskanır.
Bardağa döküleni bilmeyen fitneden kan sanır.
Oysa billûrdan sızan huzur meltemidir, çaydır o.
Ankara,31.08.2008İ:K


( Çay Bahçesinden Doğan Güzellik Tablosu başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 1.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu