TURGUT REŞADİ BABA
Yıl 1986. Ağabeyim Sami Medin’in Fevzipaşa caddesindeki büfesinin önünde ayak üstü sohbet ediyoruz. Abim bir şiir fotokopisi uzattı. ”Arzu” başlıklı bir şiir. Tire’yi ve Tire’deki bazı dostlarını anlatan İstanbul’lu bir şairin özlem dolu mısralarıyla yüklü bir şiiri. Kişileri yaşları ve meşrepleriyle gruplandırarak kıt’alara serpiştirmiş. Tasavvuf ehli , güngörmüş, bilgili sanatkar bir kişiliğe sahip olduğu besbelli bir şahıs. Şiiri Cahit Çağlar isimli bir amcamız getirmiş ağabeyime.
Abim şiiri okuduktan sonra , Sadık bu şiire bir cevap yazar demiş. Nitekim birkaç defa okuduğum bu şiire üç beş gün içerisinde “Gel” isimli bir şiirle cevap vermiştim.
Birkaç ay sonra Turgut Reşadi Baba ile Seha Gidel Hoca’mızın atelyesinde karşılaştık. Ellerini saygıyla öptüm ve kucaklaşıp tanıştık. Bir sonraki yıl Ali Baba’da beş altı saat süren bir sohbetimiz oldu, abim ve Turgut Reşadi baba ile birlikte. Kırmızı kaplı bir defterinden tasavvufi şiirlerini okudu. İstanbul’dan gelişlerinde abimin dükkanında buluşur sohbetler yapardık. Sonraki zamanlarda ara verdiğim şiir yazma işime devam ettim. Bir kaç yıl sonra da Kaplan Köyünde küçük bir arazi alıp içine ev yaptırdı ve buraya yerleşti.
Köyde canının sıkıldığı günlerin birinde, her Salı pazarı Tire’ye indiği bir günde, abim iki yavru kedi verir Turgut Reşadi Baba’ya. Yavru kediler yeni ortama alışmakta zorluk çeker ler. Önlerine her konulanı yemezler. Turgut Reşadi Baba can sıkıntısından kurtulayım derken ikinci bir ezaya ve cefaya tahammül edemez ve bir şiir yazar.
KEDİLER
Fakir kapısına yakışmaz zengin kedisi.
Ben bulgur aşı yerken,
Onlar ister ciğer yahnisi.
Kedilerini al git ey Sami Medin,
Senin için yoksa bir manisi.
Turgut Reşadi Baba -
Kaplan Köyü/TİRE
Aradan aylar yıllar geçti. 1995 yılının 15 nisanında Turgut Reşadi Baba Hakk’ka yürüdü. Sağlığında , ölmezden yaklaşık bir ay kadar önce mezar taşına yazılmasını istediği beyti dahi kararlaştırmış ve bana da okumuştu. ”Bir dem göründü,her demde bâki/Hiçe büründü Turgut Reşadi.”
“GEL”isimli şiirimin en sonunda şöyle demiştim: ”Her can birer cemredir toprağa düşmeden gel”. Dostları ; fotoğrafçı Salih Topuz, Dr.Mehmet Güvensay ve eşi Zişan Güvensay, Cahit Çağlar ve bir çok seçkin insanın yanı sıra ağabeyim Sami Medin de 26 Ekim 2000 yılında iki cihandan ebedi olanına kavuştular. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Turgut Reşadi Baba’nın , ağabeyim Sami Medin’in ve benim yazdığım şiiri inşallah bir başka yazımda dile getirmek nasip olur.
Bu günlerde çıkacak olan (2008) “KAPILAR”isimli şiir kitabımda “KEDİ MANZARALI EV” isimli şiirimin de kendine özgü bir hikayesi var. Satılık ev ararken Yeniceköy’(semti)n de bula bula bol kedili bir ev almıştım. Bende zaten bir kedi vardı. Gelen kediler eski malikler miydi.Yoksa bizim kedinin yeni arkadaşları mıydı bilemiyorum.
Hayat böyledir işte. Acısanız da, kızsanız da kediler için
şiirler yazabilir, kediler hakkında dergiler kitaplar bile
çıkarabilirsiniz. Yeter ki;”Bir kedim bile yok” şarkısına takılıp kalmayın.