İSMİ PİNHAN
İlk kıvılcım hiç habersiz düşermiş,
Ve sonra bir yangın, külsüz, dumansız,
Sevda ummanlara sığmaz, taşarmış,
Deli dolu yeller eser, zamansız,
İlk kıvılcım hiç habersiz düşermiş.
Sevdalar kapıyı çalmadan gelir,
Bir bakış, aşığa kurulan tuzak.
Bülbülün derdini ancak gül bilir,
Umutlar Kaf Dağı ardından uzak,
Sevdalar kapıyı çalmadan gelir.
Mihman olur gönle hasret yarası,
Çareler cânânın zehrinde saklı.
Gecelerden beter bahtın karası,
Mecnun düşer çöle, zây eder aklı,
Mihman olur gönle hasret yarası.
İncecik bir yağmur yağar yollara,
Her köşe başında bir garip aşık.
Yuvasız serçeler konar dallara,
Hasret bana, ben hasrete alışık,
İncecik bir yağmur yağar yollara.
Perdeler çekilir akşam inince,
Garip bir ay doğar üstüne şehrin .
Ses verir bir rebap, hüzünlü, ince,
Yok dermanı hasret denilen zehrin,
Perdeler çekilir akşam inince.
İğde kokuları gelmez saçından,
Gamzen sunmaz badesini sevdanın,
Kırılır kalemler vefa suçundan,
Bilinmez, günahı kimde vedanın,
İğde kokuları gelmez saçından.
Neş’e sürgün olur, umut vurulur,
Sunalar terk eyler duru gölleri,
Ferhat dağlar delmez, Kerem yorulur,
Mecnun mesken tutmaz yârsiz çölleri,
Neş’e sürgün olur, umut vurulur.
Haramdır uykular, geceler düşman,
Sevda ağacına kazılır ismin,
Her makam hüzzamdır, her nağme figan
Senden tek hatıra solmuş bir resmin,
Haramdır uykular, geceler düşman.
Ağlasam, ağlasam, yine ağlasam,
Gelsen, dizlerine koysam başımı,
Yıldız fallarına umut bağlasam,
Siler misin akıttığım yaşımı,
Ağlasam, ağlasam, yine ağlasam.
Neyleyim, duymadın son feryadımı,
Bir defa sevdayla sarmadı kolun
Serviler fısıldar sana adımı,
Çağırsan da dönüşü yok bu yolun
Neyleyim, duymadın son feryadımı.