İnsanoğluna verilen en önemli ve güzel özelliklerinden birisi de, tercih yapabilme yeteneğidir. Yaşamımızın her anını tercihler yaparak yaşarız. Önce hayal ederek düşünürüz, sonra düşüncelerimizden birini tercih ederek eyleme dökeriz. Eyleme döktükten sonra, artık değneğin öteki ucunu da kaldırmış oluruz. Tercihlerimizi yaparken, daha doğrusu hayal edip düşünürken eyleme dökeceğimiz son kararı çok iyi vermemiz gerekir. Çünkü verip uygulamaya koyduğumuz eylemin sonuçlarını da (özellikle uzun vadeli olanları) satın almış oluruz. Uzun vadede bize getirisi yüksek olan eylemlerin, kısa vadede birtakım bedelleri vardır. 

Mesela, yemeklerden sonra dişlerini fırçalama eylemini düşünerek seçmeyenler (üşengeçler, tembeller veya sağlığına gerekli önemi göstermeyenler), uzun vadede çürük dişler, her dakika mikrop üreten bir ağız, her an mideye mikroplar gönderen bir sistem, ağır ve nahoş kokulu bir ağız vb. ile yaşamak zorunda kalacaklardır. Yani baştaki küçük bir tembellikten basit bir  zevk alacağız diye, sonuçta, bakılmayan dişlerin ve ağızın intikamı (acı veya bedel) çok acı olacaktır.

Başta sigara, alkol, öfke, kavga, tembellik, aşırı eğlence düşkünlüğü vb. gibi  sevimsiz eylemlerin verdiği aldatıcı zevklere kanarak, asıl zevkleneceğimiz sağlık nimetini ayaklar altına almak, yaratıcımızın bizlere etkin ve verimli kullanalım diye vermiş olduğu vücut, akıl ve bilinçaltı nimetine ihanet değil de nedir?

Üniversite sınavına hazırlanması gereken bir genç, aktif ve etkin ders çalışma sistemleri ile uğraşmak yerine (acı veya bedel), daha tatlı gelen, tembellik, zevk ve sefa, oyun, eğlence gibi zevk ve ödüllere ağırlık verirse, sınav sonuçları açıklandığında çekeceği ızdırabın haddi hesabı olmayacaktır. Baştan bedele katlanan çalışkan arkadaşları en güzel fakültelere girerken ve gururlanırlarken, bizim peşin zevkçi arkadaşımız, karşılaştığı acı (bedel) karşısında kaçacak delik arayacaktır.

Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için baştan biraz külfetli olan, kaliteli insan olmanın faktörlerini hayatına geçirmekte basiretsiz davranarak (baştaki zevk), daha kolay ve kısa vadede zevk veren (ödül) kaliteli yaşamın hırsızlarıyla kucaklaşması sonucunda, uzun vadede karşılaşacağı bedelin değeri tartışmasız büyük olacaktır. Sağlık ve kaliteli yaşam kaybolacak, muhtemelen birçok maliyete rağmen, sağlık ve kalite geri getirilemeyecektir. Baştan spor ve egzersiz yapma, dengeli ve sağlıklı beslenme, zihin gücünü iyi kullanma, hareketli ve dinamik olma, sabırlı, kararlı ve istikrarlı olma, çevreye değer verme gibi güzel özellikleri üzerinde barındıramayanlar, uzun vadedeki bedellerin ağır intikamları altında ezileceklerdir. 

Sorun üretmeden, sorun çözmeye odaklananlar, başarının zevkine varmak için, ilk başta katlanılması gereken bedellere zamanında katlananlar, uzun vadede mutlaka ödüle ulaşacaklar ve başarılı olarak bilgelik yolunda mesafe katederken, başarmanın verdiği müthiş zevki (ödül) annelerinin ak sütü gibi tadacaklardır. 
Tembeller, acizler, öğrenmeyenler, erteleyiciler, atalet sahibi olanlar, her şey mükemmel olmadan eyleme geçmeyenler, ayrıntıda boğulanlar, çözüme değil soruna odaklananlar, şüpheciler, hasetçiler, kıskançlar, kibirliler, öfkeliler, had bildiriciler, intikam alıcılar, tartışmayı beceremeyenler, sabırsızlar, kararsızlar, istikrarsızlar, tahammülsüzler, sahip oldukları imkanlara şükretmeyenler, tevekkülü hakkıyla beceremeyenler,  ben erdim diyerek gelişmeyi durduranların kısa vadede elde ettikleri ödüller, uzun vadede başlarına gelecek olan bedellerin yanında bir hiçtir. 

İyi bilmeliyiz ki, "EMEKSİZ YEMEK YOK", "BEDELSİZ ÖDÜL YOK", "ACISIZ ZEVK YOK", "VERMEDEN ALMAK YOK", hiç kimse baştaki kar helvası niteliğindeki geçici zevk ve sefalara aldanarak, tembellik ve eylemsizlik girdabına düşmesin. Aksi halde tedavisi hemen hemen imkansız bedellerle karşı karşıya geleceğimizi asla unutmamalıyız. Günde 4 paket sigara içerek, cüzi bir zevk için, sağlığını hiçe sayan ünlü sanatçımıza, ülkemizin en ünlü kalp cerrahı Prof.Dr. ...........................
bütün iyi niyetleri ve gayretleriyle, keşke heba edilen sağlığı geriye verebilseydi.........

Aklımızı başımıza alalım, bizim ve organlarımızın yedeği yok, geçen her bir günün geri gelme şansı yok. Altın değerindeki hekimlerimizin her derde deva bulma imkanları yok. Sopanın bir ucunu kaldırırken, diğer ucunun getireceklerine de peşinen bakmamız gerekiyor.  Yaşamak var, yaşamak var, kaliteli yaşamak da var, kalitesiz yaşamak da var. TERCİH BİZİM.....

Selam, sevgi ve dualarımla...         Yrd.Doç.Dr. SÜLEYMAN COŞKUNER
 
( Önce Acı Mı Yoksa Zevk Mi başlıklı yazı S. COŞKUNER tarafından 28.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu