Fakirlik dendiğinde yüreğinde acı bir sızlama , buruk bir hüzün duyuyor insan , bu acıyı fakir olmayan insanlar anlamaz.

 Hey sen ! Evet evet sen ! Kendi hayatını beğenmeyen sen , parasızlık nedir bilmeyen sen, anne babasından utanan sen.

 Şimdi bu yazdıklarımı dikkatlice okuyun siz zavallı insanlar.

 
Bir adamdan bahsedeyim yaşadığı maddi sorunlardan dolayı ölmeyi göze alan adam. Yaşamaktan bıkıp kendini asan adam boynuna bir kağıt asmış intihar etmeden önce. Kağıtta ‘’Çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim’’ yazıyordu. Bir düşünsenize o adam ölürken bile özür diledi. Bu kirli dünyanın insanlarından.

 
 Ah teyzem ah !      

Parası olmadığı için fırının önünde durup gelen geçene ‘’Bana bir ekmek alır mısınız evladım ? ‘’ diyen teyzeyi. Fırının camları buharlaşmış aç kalmış zavallı sokak köpeği camdaki buharı yalayan köpek. Köpeği sevmek için yanına gittim yediği tekmelerden olsa gerek korktu kaçtı. Allah aşkına ‘’İnsanlar neden köpeklere tekme atsın ki ? ’’        

 
Sonra torunları için çalışmak zorunda kalan insanlardan bahsedeyim. ‘’ Bir kahveye gittim kır saçlı amca yaklaştı yanıma’’. Orda çalışıyordu ne içmek istediğimi sordu. Halinden tavrından anladım. Elazığ’ın adamı değildi. Parmağına baktım bir yüzük vardı. Belki de yatalak karısı var , torunlarına bakmak için çalışıyordu. Ben onun çocuğu yaşındaydım ama bana efendim diyordu. İçim parçalanıyor anne.

 Devam edeyim mi ?

Bir otobüs durağında bekliyordum. Gelen hiçbir otobüse binmedim yaşlı amcayı izliyordum. Yağmurda kalem satıyordu. Yağmurda kim kalem alır ? Saatlerce izledim amcayı. Hiçkimse kalem almadığını görünce kalktı koltuk değneklerini alıp yoluna devam etti tek ayağının olmadığı görünce içim parçalandı. Her yer ıslaktı bir tek onun oturduğu yer kuruydu. Bekli de hala sıcaktı. Öyle olduğu düşündüğümde içim cız etti. İnsanlığımdan utandım.

 
Anne, babandan utanırsın ya sen.

Anne , babası olmayan çocuklar vardır , bilir misin ? Parkta oynayan minikler vardır. Koşarken düştüklerinde ne anne ne de baba diye ağlayabilirler bilir misin? Nerden bileceksin ki ?

 
Sonra bir anne gelir salıncağa küçük kızını yerleştirir ve sallamaya başlar. Çocuk soru sorar ‘’ Anne şu anda etrafta ne var ? ‘’ Nasıl bir yerdir park anne ? Sonra o anne minik kızın görmeyen gözleri olur başlar anlatmaya.

 

Yine başka bir gün , elimde manavdan aldığım çilekle eve doğru yürürken yanımdan geçen fakir anne ve kızı vardı. O kızın elimde ki çileklere bakışını gördüm. Hemen en güzelinden seçip uzattım çocuğa. Çocuk çileği almak yerine annesinin gözlerine baktı. Annesi bana ‘’Daha önce hiç yemedi ‘’ dedi. Ben de ‘’Ne güzel işte öğrenir’’ dedim.Anne bana hüzünlü gözlerle baktı ve ‘’Ya severse ‘’ dedi. Bende ‘’Severse ona birtane daha veririm’’dedim. ‘’Severse  ben ona birdaha nasıl çilek alırım ?’’ Başımı öne eğdim yine utandım.

Onu bunu boşver yine anlamazsın. Ne de olsa her yaz afiyetle çilek yersin değil mi ?

 

Ya o hastaneler ? Sen oralarda yatan insanların halini gördün mü ? Bitkisel hayata girmiş minik bir çocuğun fişlere bağlı olarak yaşadığını gördüm. Fakir babasının doktorlarla konuşmasını duydum. ‘’ Çekin fişi Doktor                        Bey ‘’dedi adam çaresizce. Çünkü adamın parası yoktu. Cebindeki bir kaç kuruşla mezar alabilirdi. O fiş çekildi arkadaşlar. O minik çocuk son nefesini verdi.

Koca adam çocuklar gibi ağlıyordu şimdi.
 

                                                                                     Şimdi zor tutuyorsunuz değil mi ? Göz yaşlarınızı.
 

Market kasalarında elimiz kolumuz dolu sıra beklerken öndeki babanın parası yetmediği için çocuk bezini geri bıraktığını gördüm. Sepet sepet aldığımız yiyeceklere elinde bir ekmekle kasadan geçen her şeye hüzünle nasıl baktığına şahit oldum.

 
Bir tek emekli maaşıyla çocuğunun üniversite okuyabilmesi için köyünden kalkıp İstanbul’a gelen baba gördüm. Hayatında ilk defa bu şehri görüyordu. Geldiği yer sıcaktı heralde. Yoksa hiç yazlık ayakkabıyla buraya gelip çoraplarının ıslanmasını ister miydi ?

 

Anlattıklarım hayatın içinden, hayattan dakikalar ve bunlar kadar başka hikaye başka insanlar. Evet şimdi söz sizde yaşadığınız hayattan isyan edecek misiniz ?

Yoksa hala sevdiğiniz bir çocuk için hayata mı küseceksiniz ?

 

                                                                                                               Karar sizin ?
( Hayata Dair başlıklı yazı Senanur tarafından 27.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.